2
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1090
Okunma
alnından öpsem
gökyüzünü yalnız benim için açar mısın?
ya da iki kaşının arasından
kalbini o an emanetçi dükkanına bırakmış siyah bir namlu gibi.
sende biliyorsun ki o kadar usta değilim bu işlerde
yüzüne gözüne bulaştırırım her şeyi...
hala biraz gündi takılıyorum, görüyorsun ki
ama inan, anca bu kadarını törpüleyebildim...
yalnız artık ağzımı daha az şapurtuyorum mesela yemek yerken
sokaktaki koşturmalara daha az katılıp,
dostlarımı daha çok ekmeye başladım
mesela daha sık sabah yürüyüşlerine katılır oldum
tiyatroya, konser gibi vesaire şeylere işte
kazandıklarımın yanında, kaybettikleri mi de görüyorsundur mutlak
bırakta bazı şeyler dağınık kalsın,
ki insan yeşerdiği yere benzer az çok, toprağından suyundan nemalanır
bak görüyorsun
onca kitap okumama rağmen türkçe’yi hala senin gibi düzgün konuşamıyorum
hani karanfil’in,
üstü başı neden bu kadar dağınık diye soruyordun ya her defasında
ben alışkın değilim gülüm bir çiçeğin sokakta ellerinden tutmaya
mesela büyük ayıplanır hala bizim oralarda...