Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar

?

( 28 kişi )

16

Yorum

19

Beğeni

4,9

Puan

3503

Okunma

?

saklımda tuttuklarım


biz Kürt halkına sahip çıkıyoruz!
farkında olmamaız gerken çok ince bir ayrıntıdır bu...

örgüt dış güçlerle yönetilen bir maşadan ibaret yalnızca.

ve yine biz
o dış güçlerin ve ona bağlı olarak hareket edenelrin bu halkı parça parça kopartmalarına asla izin vermeyceğiz, asla onları bağrımızdan çalamayacaklar!!!...


ve şiirlerimizin adını mutlak koyacağız bir gün inş

dualarla yüklü bir bir bayram sabahında...


Amin








çok düşündükçe daha çok derine gidiyordum
çok düşündükçe çok daha suçlu ilan ediliyordum
taş evlerde öl/dürü/len çocukların yanan kara lastiklerinden
nevruz baharı şenliği yapıyorlardı
ağlıyordum bu bayramlarda çok ağlıyordum
coğrafya kuralını değişmiyordu adı yine yastı
hiç aldırmıyorlardı
üstüne makyaj olsun gibisinden
bir de sürme çekiyorlardı bu siyah duman ile gözlerime
suçluydu görsel medya
yazılı söylüyordum onlara
gözlerimdeki rimel değildi bunu da görüyordum
gittikçe köreliyordum
ama bir adamın ciğerini söküp alacak kadarda güçlüydüm
onu da biliyordum
“duamda dilediğim şeyi karanlıkta daha iyi görüyorum"diyen Sereja’ yı şimdi daha iyi anlıyordum
Tolstoy haklıydı
ilk defa bir Rus adama hak veriyordum



her insanı yaratan bir Allah vardı doğru
ama her insan da ayrı bir ilâh bulmuştu kendine
işte bunu kabul edemiyordum
“öç almak yalnız tanrıya özgü” sözünü anımsıyordum yeniden
kaç tanrı vardı da bu kadar çok canlıya sahip çıkamıyordu
diye geçiriyordum aklımdan
ve görüyordum yeryüzü bin canlı ilahlarla kaynıyordu
ah zavallılar diyordum
alın diyordum işte sizin tanrınız geri zekâlının en önde gideni
anlamayana davul zurna dedikleri ne ki




şehirler yanıyordu bölgelerce Türk marka
ben Kürt plakalı düşünce özgürlüğümü itfaiye aracına doldurmak istiyordum
rengimi soruyorlardı bana önce
suyun rengi olur mu diyordum
diyorlardı ürün adın
bildiğim TSE diyordum
yani TC diyorlardı
evet diyordum
ben Mardin ateşinde hiç yanmadım diye de ekliyordum
dolayısı ile
yol veriyorlardı ucuz bir torpil ile gözlerime
fakat yola bir türlü devam edemiyordum
belediye yollara koca koca mazgallar açtırmıştı
hem de İsrail kazmasıyla
barut kokan bir akşam da sıra sıra
o yüzden aklımı bu çukurlardan kurtaramıyordum
çünkü ben Türk’ tüm
ne Türk ne Kürt’ e benzemeyen bu çukurlardan
ceylan gibi ürkmüştüm
unutuyordum tüm çocukları ve ateşi
jet hızıyla gerisin geri dönüyordum ki
nasılsa insansız hava uçakları var diyordum kendime
kendimi teselli için büyük ihtimal öyle
nasılsa devlet var diyordum göklerde
vakit akşam olup on dokuz haberlerinde insanlığımı görünce
en çok aklımdan utanıyordum oturduğum yerde
benim ağıdım ilk defa Kürtçe




Şairler sürgün ediliyordu en güzel rüyaları düşlerken gecelerinde
ağladıkça onlar bu gurbette
gülüyordu bir diğerleri o başka alem içinde
buna en çok ben ağlıyor ve en çokta ben “kürdüm” demek istiyordum
ama “ez de pır hezdıkım” demeyi dahi bilmiyordum
oysa Ahmet kaya hep bunu söylemişti seneler önce
“Penceresiz kaldım anne” diye
lisanı net Türkçe
Sağ göğsünde süt
sol göğsünde "neden dil emzirmedin bana" diyordum " anne"
Ahmet
o şimdi penceresiz bir yerde
devlet beni iki penceresi olan siyah tahtalı bir odada cezalandırmıştı
benim bir ölüden ne farkım vardı ki





şiirleri hiç sormayın isterseniz
çünkü onların dilleri kanunsuz bir eylemde koparılmıştı
doğrulan her cümlede derhal asılıyordu şairler
yirmi dokuz harfe otuz idam cezası vardı
oysa düşünce özgürlüğü diye bir laf torbası da vardı meydanda
F tipi beyin odalarında saklanıyordu birleşen cümleler
kurnaz fareler o çuvalı sürekli kemiriyorlardı
nefes alan her delikten bol kese laf kalabalığı sızıyordu
düşünce özgürlüğüm yoktu yok sayılırdı
anlıyordum
ama kararlıydım
öldürseler dahi "bu benim davam" diyecektim




biliyordum Allah’ ın her insanı eşit yarattığını
biliyordum ama görüyordum herkesin ayrı ayrı tanrıları olmuştu
nasıl
anlayamıyordum bunu
aynı yeryüzü
aynı güneş ve gökte koca bir ay vardı
bu ışık hepimize yeterdi
kırk bin şehit kokan yurdun yedi renk bölgesi yeminli kan kırmızı
milyar yıldızı inkâr ediyorlardı kör olası diplomat bozuntuları
yıldızların hakkını savunuyordum
annemin içindeki deniz gibi
"biz hepimiz bir" diyordum




mahkemeleri vardı kanun ve kurallara çok bağlı
ama bilinir değildi onların babaları kimdi
kapısında Avrupa modeli Fransız yasası asılıydı
kürsüleride ithaldi belli
duvarlarını tanımıyordum ülkemdeki bu sarayların
anladım ki inşaat malzemeleri bile Paris markasıydı





adli tatil vakti geliyordu her yıl ortası
tüm suçları bırakıp dosya arasına cübbeli adamlar
onları devletin çok gizli karanlık odasına bırakıyorlardı
uyumaktan usanıyordu bütün deliller
uyanıyordu tecavüz edilen çocuk ve kadınlar
bir de firara hazır adamlar
canı sıkılıyordu bürokrasinin buna
kopuyordu öyle bir cinnet
"devlet baba bizi affet"
hadi oradan yemezler it
otur da ölümü hayale devam et




cemiyet ve millet seçim meydanlarında verilen sözlerde dursun
kırmızı plakalı vekiller biftek sofrasında şampanya patlatıyorlardı
yanlarında leylak suyuna banmış olan "först leydiler"
Hakkari’ de doğum sancısı çekerken ölen ”Zelal” den çok habersizdiler
boğazda hasta Fikret’ in evine gelen dr Hikmet’ e ne demeli
adamlar bu adalet mi
ölmüştü dil bilmeyen Hassan’ ın annesi ”Zelal”
yırtmayın şimdi beyler hepiniz katilsiniz bu kadar



bana "sen yobazsın" mührünü basıp katlıyorlardı dilimi
yedi kat gök gibi boştum ağzımda
İmamlar da renk değiştiriyor boğazda bir rezalet
"Peygamber gelse" diyordum
"ne olur" diyordum
"tükürse bunların yüzlerine ne çok sevinir millet"
dilime din öğretiyordum
sabret hep sabret
sabreden derviş muradını beklerken ölürmüş
anlıyordum beklerken nihayet
çözüm diyince ölmek gerekirmiş demek





altın kürk olan bu suçu alıyordum ellerinden
üzerime giyindiğim en nurlu paltoya sahiptim
cebimde hiç param yoktu benim
kuruşsuzdum anlayın
ama Victor Hugo’ nun “Sefiller” romanını satın alacak bir sözüm vardı
Lâkin ellerimi bulamıyordum uzanmak için
parmaklarımla dişlerim arasında gömülüyordum
son sözüm illa "ben seviyorum"




dudaklarım dilime sürekli aşk öğretiyordu
aşk yalnızca bir evde oynaşacağın bir sevgili bulmak mıydı
kabul etmiyordum bunu
aşk toprak kokan evlerde kedi beslemek
burnu akan çocuğun çamura bulanmış sümüğünü silmekti
ve akşam ahırlara inek koyun doldurup
buğday tarlası gibi saman kokmaktı



aşk saman kokan o adamı boğazda sevmekti
aşk leylak kokan bir kadını Siirt dağında büyütmekti



hadi k/alem duruşlu parmaklarım
toprağa su gibi d/okunun


Aşk’ ı / için



...


MHD











harika yorum ve şiir de düzenleme adına güzel ablama şükranlar sunuyorum...

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (28)

5.0

96% (27)

2.0

4% (1)

? Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz ? şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
? şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Er
Erkan1973, @erkan1973
5.2.2022 19:35:09
2 puan verdi
Müzik ses cümleler inanılmaz güzel evet gerçekten s
Deniz Pınar
Deniz Pınar, @denizpinar
24.6.2012 05:36:04
5 puan verdi
Tekrar tebrikler

Deniz Pınar tarafından 3/8/2013 8:01:44 PM zamanında düzenlenmiştir.
Deniz Pınar
Deniz Pınar, @denizpinar
20.6.2012 04:47:44
5 puan verdi
Harika herşeyiyle.
Tam tamına boylu boyuna bir şiir.
Eyvallah.
Ya Tabe Volim
Ya Tabe Volim, @yatabevolim
20.6.2012 00:11:22
5 puan verdi
Şiirdi Mehtap...................Yorumsa nefisti Nebiha kutlarım.......Söylenecek çok şey var ama,sukut altın diyorum...
Müjgan Akyüz
Müjgan Akyüz, @mujganakyuz
20.6.2012 00:07:56
5 puan verdi
Başından sonuna herkesin katılacağını düşündüğüm fikir ve duygu alış verişi.
Çok güzeldi, etkiliydi.
Tek eleştirim, nesir bölümünde olabilirdi diyeceğim. Cümleleri bölüp alt alta koymaya gerek olmadığı dinlerken de daha çok belli oluyor. Seslendirilmiş bir metin yazılar bölümünde de olabilir.
Kendi fikirlerimi söylüyorum sadece, metinleri de şiirsel bir dil ile yazılmışsa seviyorum ben.
Kişisel olarak Virginia Wolf'un Edebiyat anlayışını benimsiyorum. Sanırım onun etkisi ile gözlerim ve duygularım bunu arıyor.
Metinler bile bir ritme sahip olmalı.

Emeğini yüreğini kutlarım. Değerli ve önemliydi, sevgilerle
Nar-ı Çiçek
Nar-ı Çiçek, @nar-icicek
19.6.2012 17:20:46
5 puan verdi


Ne demeli ki
insanlarin insancik olduğu zamanlardayiz, yasamayi unuitup ölmeyi öğrendigimiz, öldürmeyi öğrendigimiz belki de...

Kanayan yaralarimiza şiir bastin sevgili Lavinsu
su gibi geldin kaleminle
nur gibi bir ses elbette bir de..
atilla durukan
atilla durukan, @atilladurukan
19.6.2012 16:52:56
zama geçiyor wy dostlae yahudiler ve avaneleri hala çalışıyorlar bizi uyutaeak aşkımız da yurdumuzda istiklalimizde adım adım kan aglıyor aziz kalem kutluyorum seni
AZAP
AZAP, @azap
19.6.2012 16:39:09
5 puan verdi
dudaklarım dilime sürekli aşk öğretiyordu
aşk yalnızca bir evde oynaşacağın bir sevgili bulmak mıydı
kabul etmiyordum bunu
aşk toprak kokan evlerde kedi beslemek
burnu akan çocuğun çamura bulanmış sümüğünü silmekti
ve akşam ahırlara inek koyun doldurup
buğday tarlası gibi saman kokmaktı



aşk saman kokan o adamı boğazda sevmekti
aşk leylak kokan bir kadını Siirt dağında büyütmekti



hadi k/alem duruşlu parmaklarım
toprağa su gibi d/okunun


Aşk’ ı / için

bir kobayız dost bizler çok uluslu şirketlerin ve kiliseler birliğinin...dünyayı çevirip duruyorlar kan üzerine saraylar kuruyorlar biz ümmet çocuklarıyız bizde ırk olmaz tüm müslümanlar kardeştir amerikalı çin japon da olsa inşallah bir gün bu ülkedeki dönme ve satılıklar biterde bizde kurtuluruz görelim bakalım YARATANIM NE EDER NEDERSE GÜZEL EDER...gönül güzeliğine sevgiler olsun dost...
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
19.6.2012 16:28:13
5 puan verdi
"altın kürk olan bu suçu alıyordum ellerinden" kısmından sonrası tamamen başka bir konuya (AŞKA) yönelmiş gibi sevgili Mehtap.
Bütün şiirlerinin bariz özelliği olan coşku bu şiirde de hakim. İçinin yoğunluğunu şuradan, oturudğum yerden görmem mümkün. Gündem artık acıdan öte bir konuya döndü. Öfke! Evet ölümleri kanıksadık, bu bir gerçek. Şimdi içimizde kaynar bir öfke var. Tam da istedikleri gibi.
Ben dış mihraklar işine çok da takılmıyorum. Onlar hep vardılar. Fakat eriyen biziz. Sosyolojik, ekonomik, kültürel, siyasi, askeri ...her alanda eritildik. Dolayısıyla çapında pek değişim olmayan düşmanlarımız bizden cüsseli oldular.

Saklı tuttuklarına gelince, ya onlar bir sahip istemiyorlarsa? Hani biz onları sahipleniyoruz ya...Ya onlar artık bir hami istemiyorlarsa? Ya ayrılıkçı idealler onların yaşam sebepleri ise? Ya beşikten mezara hiç bir zaman birine ait olmak niyetinde değillerse?

Çok ince bir konu. Her şehit haberiyle "kardeşiz" diyoruz. Ama artık kardeş değil, kuzen bile olamadığımızı hepimiz biliyoruz.

Şehitlerimize rahmet, zalimlere hidayet, hidayet mümkün değilse kahır diliyorum. Kıyamet koptuğunda, bu topraklar da herkes gibi gerçek sahibine dönecek. Neyin kavgası bu!

Melek kardeşim benim. Üzülme, bu bir süreç ve herşey yoluna girecek evvelallah.

Sevgiler...


Aynur Engindeniz tarafından 6/19/2012 4:30:43 PM zamanında düzenlenmiştir.
festival44
festival44, @festival44
19.6.2012 15:17:09
Şairem, konu sona doğru biraz değişmiş miydi neydi? Konu aktüel ve yaramız.Güzel bir girizgah ve muhteşem bir gelişme.Ancak sonuç farklı bir şiir niteliğinde.İkiye bölünse yeriydi.Kaleminin ışıltısı hiç sönmesin.Hayırlı günler olsun.Umudumuzu hiç yitirmeyelim.Kardeşlik galip gelecek.
Râzı.
Râzı., @rzi-
19.6.2012 13:24:56
hımm şiirrrrrrr
önce darmadağın eden sonra gerisinde çok şey bırakan şiir
insan içinde saklı tuttuklarını dışarı bırakınca rahatlıyor
da
sonra yine doluyor
insanların bu milyon tanrıları oldukça daha çok kusarız biz içimizi...


tebrikler
meltemecem
meltemecem, @meltemecem
19.6.2012 07:03:09
5 puan verdi
Bu adamın eşliğinde şiir büyüleyici olmuş...tebrikler
Kalimera.
Kalimera., @kalimera-
19.6.2012 03:09:01
5 puan verdi
Bi şey vardı bu gecede

biliyordum

bir türlü uyumak istemedi canım

yarı ölüme yatmak istemedim

kaç yıldır uyuyordum nasılsa

Allah ayakta iken uyumamıza izin vermesin inşallah

Lâkin uyutuluyoruz işte.

...

O parmaklarını tek tek öpeyim ben.

Bu şiiri görüp de kimse kaçmasın uzun diye, bir solukta içiliyor

öyle bir yazmış ki benim güzel kızım, maşallah, maşallah demeliyim.

...

gün değil
günlerin
ayların şiiri olmalı
ve çok az hata
ne önemi var ki duygular sıfır hata
ayyuka kalkmış gerçeklerin en uç noktaları
şairim savurmuş bir güzel kalem kılıncını
Aşk olsun önünde durabilmeye

...

UZATMAYAYIM, DİYORUM AMA YAZDIKÇA YAZASIM VAR

Gün dönsün canım, şart olsun seslendireceğim bu şiiri...

ALLAH eğdirmesin kaşlarını hiçbir zaman inşallah, çok sevgimle canım, baki, ebedî.......







NebihaMuradî tarafından 6/19/2012 1:14:41 PM zamanında düzenlenmiştir.
Alper Karakoç
Alper Karakoç, @alperkarakoc
19.6.2012 02:55:39
5 puan verdi
yarısına kadar okuyabildim kafayı yemek istemiyorum ... Çok fena mükemmel bir emekti kutlarım canı gönülden...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL