bir mısralık önsöz/…

güvercinlere haber gönder
sonra gel uyu alnımda…



devrik bir cümleyle başlasam söze
anlatsam kuyruksuz uçurtmaların yoksunluğunu
bir selam göndersem kırık oyuncakların kalbine
ve büyük öyküler fısıldasam
bir çocuk çiçek açarken bahara…

-bilmez misin satır boşluklarını dolduruyorum paytak gülümsemelerimle
-bilme(z)sin
-sol yanın…

şimdi sana dair karalayacağım sayfayı
tecrit edildim edileli selamından
tırnaklarını yemeye başladı sözlerim
kime bir öznelik bağırsam
üç yüklemli öldürülüyorum esmer bir ıslıkla
pasifliyorum imgelerini bahanesi bol hayatın
sübyan bir hıçkırık düğümlüyor boğazımı
sonra,kerpiç bir ev gibi ağlıyorum
bulutlar üzerimde dolaştığında...


güleç bir kaldırımda sabahladım dün gece
çöpçüler o kadar iyi niyetlilermiş ki
süpürmemişler dağınıklılığımı
dilimdeki virgül yastığım olmuş
üç noktam ,yorgan…

-anlamaz mısın miktarımca avutuyorum kendimi nasırlı hecelerimle
-anlama(z)sın
-sol yanın…


şimdi ikimize dair karalayacağım sayfayı
önce ellerimizi ısıtalım
nasılsa kovulduk tüm iklimlerden
sıtma nöbeti gibiyiz aslında aşk hastalığında
dinlediğimiz her şarkıda öksürük tutuyor
seni bilmem ama benim ciğerlerim es‘liyor…
kime mırıldansak nakaratlarını
hüzün öğünleri kapımızı çalıyor açlığımızın
sonra fukaralaşıyoruz gecekondu kalbimizle
yıldızlar göğümüzden çekildiğinde…



bir mısralık final:

daha resti çekmedim sana
kördüğüm tutar ah!…






kızılcan/2012