Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar
Anna Hebert
Anna Hebert

Ekmek Doğuyor

Yorum

Ekmek Doğuyor

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

Okunma

Ekmek Doğuyor

Nasıl konuşturursun ekmeği, bu eski hazine sarmalanmış
kendi katılığına bir kış ağacı gibi, demirleşmiş, öyle ki,
fark edilebiliyor çıplaklığı geçirgen güne rağmen?

Bilinç gözümün karanlık odasına kilitlemiş olsaydım kendimi
oraya kazınmış bu ebedi isimle, ve eğer ısrarla isteseydim
eski yavan heceyi üretmek için onun değişken hayallerini

Binlerce kör ve acı hayvanın çarpma sesidir bütün duyduğum
Kapıya karşı, sıkıştırılmışlığın aşağılık sürüsü, mıymıntı ve pelteleşmiş
uyuzlu pöstekilerinin içinde, katur kutur çiğneyen sözcükleri
tıpkı otlar gibi zamanın şafağından bu yana.

Fakat temiz bir süpürülüşü uzayın çekip çekiştirerek şiir için
ve isteğin ve yabanlığın açık bir tarlası, ufkun uzak bir yerinde
zaman kırar açıklığı ve ekmeğin tadı, tuz, su serpilip filizlenir
tıpkı deniz dibindeki düz ve mavi kayalar gibi.
bu daima böyledir, bu eski-çağ açlığı

Açlık ansızın akar geleceğe, toprağa diz çöker, eker tohumu
derin uykunun gölgesine, oraya, kendi kalbinin küresine.

Ah şu uzun ilk gece, çatlayıp yarılan dünyaya karşın, yüz
sıkıştırdı, dinleyerek, kanın atışını alarak, bütün düşleri
kovdu zihninden, bütün hareketler durdu, bütün dikkatler
sevginin üstüne toplandı.

Tohum çatlayarak uzatıyor başını toprağın üstüne. Bir yer altı
kaynağı ona, yeşil pürçekli başını dışarı çıkarmasını söylüyor.
Yeryüzünün çıplak karnı ve çiçekleri ve yemişleri
sıcak öğle güneşinde.

Gök mavi tozunu serpiyor; rengarenk ellerimiz tarlaların üstünde
muhteşem taze gelincikleri andırıyor.
Topraktan çağırılan bütün şekiller ve renkler neşeyle kabarıyor
gözle görünür biçimde soluk alıp veriyor sanki.

Yer zonkluyor ve meliyor. Yünü beyazlaşıyor yazın göz kamaştıran
saydamlığında, geveze ağustos böceği şarkı söylüyor.

Değirmentaşları gözenekli sert tohumlarıyla
hiçbir şey yansıtmamaya mahkum edilmiş camlardan
bakan devin boğuk heyecanına kapılmış.

Bütün hepsi elinden geleni yapıyor gölgelerde, ağır ve karanlık,
zorlukla ve hasadın kalbi gibi ezerek bölüyor minicik parçalara,
öğütüp un ufak ediyor, helmelenmiş kuru bir sağanak olması için.

Böylece can veriyor, bu acayip sivri deniz kabuklarının çiçeklerine
denizci güneş billurlaştırıyor onları parlak bir serpintiyle
hemen çatlıyor çekirdek bizim için, şarkı söyleyerek, vazgeçerek
kendisinin gerçek ve mükemmel formundan.

Daha sonra, yoğuracağız sütlü hamuru, bekleteceğiz asude bir
uyuşukluk içinde, sakinleşsin, hâlâ hava kabarcıkları var
içinde küçük havuzcuklar gibi.

Ve ne olurdu tesadüfen artıverseydi rüzgâr? Ne olurdu,
ruhlarımız teslim etselerdi tümüyle kendilerini? ne olurdu
onların geceleri pıhtılaşmış olsaydı köklerle? ne olurdu
büyük çukurlar sıkılmış olsaydı günlerinden?

Öyle olsaydı bile, bu kaşık dolusu acı sürüp gidecek bizimle,
sürüp gidecek şu bizden sonra gelenlerle de. Ezilecek Ekim
yaprakları gibi salıvermek için mis kokularını, gelişip serpilecek
mayanın değişiminde.

Kızaran etin yoğun dumanında, kararan taşta, ortasında
bütün bu karman çorman yiyip içmenin, bak nasıl parlatıyor
geleceği saf ve eskil bir yasa dünyanın ilk gecesinde. Bak
nasıl yavaşça kızarıyor ekmeğin kabuğu ve atıyor hamurun kalbi
sabır oturduğu sürece ateşin kıyısında.

Ve hiçbir şey dokunamaz onun sessizliğine sabaha kadar.
Dağınık bir yatak gibi küllerin altında, izle yuvarlak
somunları ve köşeli somunları kabarırken. Hisset onların
derin hayvani ateşini ve ustaca kapatılmış nadide kalbini
kafese tutsak bir kuş gibi.

Oh! Tekrar yaşıyoruz! Gün başlıyor yeniden kentin siluetinde
Tanrı doğmuş olabilir, geri dönerken O, solgun bir çocuğun
suretine bürünebilir. Ürettiğimiz ise şey çoktan başladı
kahverengileşmeye ve enfes kokular yaymaya.

Açlığını bastırsın diye bir parça ekmek verelim o çocuğa.

Ve zamanı gelince uyuyacağız, ağır hayvanlar, Festivalin
ve sarhoşluğun tanıkları alıyor bizi içine bu sabah
ve gün ışığı yerleşiyor dünyaya.

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Ekmek doğuyor Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Ekmek doğuyor şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ekmek Doğuyor şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL