Selam da verme razıyım,
Sadece mahrumiyetimi sakla,
Bir öyle bir böyle dönme,
Kucak dolu nefretini bana yasla.
Aklında olsun yanındayım.
Unuttum da sakın sanma.
Şahlanıp durulurum ben,
O kadar da kanındayım.
İtirazlarım olur gözlerine,
Neden bu kadar yeşiller.
Beni ormanlara götürür serzenişlerim.
Hasretim sende tutsak yine.
Ne yapayım sek içtiğimsin,
Usulca sapıttığım.
Karanlık bir yüzün var.
Yalan söylemeye doyamadığım.
Ağlamaya kıyamadığım kördüğüm
Ne kadar uzaksın şimdi hasret gözlüm.
Saçlarında okşadığım yarınlarım,
Ne kadar da uzaklar yollarıma.
Bugün de dünüm de serseri gecelerinde.
Yine sen adını sorduğum,
Kısa kollu yalnızlıklarımda.
Adını unuttuğum bir sen kaldın içimde.
Rüzgarlara dedim seni ama hep yüz çevirişler
Saat onu vurduğunda yine umutsuz bekleyişler.
Güleyim mi,ağlayayım mı bilemedim.
Bir seni sevdim bir de darmadağın uykuları
Damağından kokular aldığım,
Günah kadar pişmanlığım,
Bu gün kadar yarınımsın.
Peşmerge oldu düşmanlıklarım sana
Ne bir dilim ekmek yiyebildim,
Ne reçeller sürebildim sana.
Yalnız sen kaldın düşlerimin koltuklarında,
Herkes kalktı bir sen kaldın bela gözlüm,
Bir tek sen kaldın biletsiz yarınlarımda.
Yalnızlıklarım oldu bilmediklerin,
Bilmeyi istemediklerin.
Gerçi yinede rüyalara bağladım,
Tutsak ettim seni.
Ulan hangi rüyadaydın bak onuda karıştırdım.
Ama sadece sen vardın adını unuttuğum.
Başkasının adı yoktu ki aklımda.
Bebek annesini bilir ya işte öyleydi bekleyişlerim.
Paralar pullar da yetmedi seni bulmama.
Şarkılarda yarıda kaldı ıslak gözlerle.
Pezevenk düşlerim oldu sattım seni baskalarına,
Nasıl olsa karın yoktu bana.
Bana kalan ayrılığın sivri sapı idi.
Mıh gibi saplanan yüreğime.
Bir de sivri dilin vardı yargılayan beni,
Şairane ruhumu hiçe sayan,
Sözcüklerle dansımı ti’ye alan.
Olsun bin yıl geçse de unutmam seni,
Yaşarım hep hicran hep güz.
Felekten gecelerim olur fotoğraflarda kalan,
Yada sensiz koca gündüz.
Çok hızlı bu şiirim,
Son paramı bitirircesine
Bir seni bildim,sevdim ben sadece.
Son olsun bu satır,
Sen gibi bu da son hece.

SERHAT INDIR