9
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
2129
Okunma

Aslında ilk kez ilkokul yıllarımda tanışmıştım onunla
O topu atmakla mükellefti ben ise tutmakla
Koca bir nesil büyütülürken fişlerle kesile biçile
O hep çocuk kalacaktı yetmişine gelse bile
Hep popülerdi Ali, herkesin dilinde
Halk, ulus değil ama tek kişilik bir krallık
Zaman zaman kendine soytarı yine kendine vezirdi
Atları çok severdi bi de
Onlara bakmaktan yorulduğu bir gün mavi bir vosvos ile tanıştı
Hoş ona da yıllardır atlara baktığı gibi baktı
Hayali; o vosvosu pembeye boyayıp çocukları taşımaktı
Olmadı
Yokuş aşağı bir hayat, yokuşlar varsa yaşadığını anlardı
Bir gün Ali zoraki alıp yanına kalbini ve kişiliğini
O cimri şehirden bu resmi şehre direksiyonu çevirdi
Gizliden gizliye hep gözleri gülen bir resimle sevişti
Hiçbir şey değişmedi o günden bu yana
Yine onu bekledi yine onla emekledi
Ah ali’m vah ali’m
Lilyumları devşirip dönüp çalamadı o kapının zilini
Vakti gelmedi mi?
Güzel adamdı Ali, bir tek çilleri eksikti
Kızlar arada bir çağla yemeye gelirdi gözlerine
Ama o en güzel meyvesini yıllardır tek bir kadına sakladı; Çilli…
Tabi ne bilsin Çilli, kırk kilo kız,
O zamanlar meyvenin kalbe iyi geleceğini
Yaşamak…
Uzun bir yol düşünün, bir araba altınızda ki o araba bazen tekler
Bırakır sizi yarı yolda
Demem o ki a dostlar ben inandım,
Yaşamak boyunca o; yoldaş, yol oldu bana
Yalnız bana mı?
Ehtiyara, ayıya, cihana,
Ondan onu almaya çalışmayan her canlıya
Bildiğimiz bir ayı vardı;
Mesela o, Ali’yi şavalaklıkla taçlandırdı
Bazen bakıyorum o şavalağın suratına;
Ağzı, burnu, kaşı, gözü Fatıma
Burada Selahattin’den selpak istedim, bana tuvalet kağıdı getirdi
Yine aklıma o geldi
Ah çilli, çilli, çilli!
Bilmelisin ki kimse hayalini bile Ali kadar içli sevmedi
Ben topu attım şimdi
Sen onu tut ve hiç bırakma emi!
mç-jir-fhrn
5.0
100% (19)