ıslıkla çağrılmış bir atttanın aynasında

kaldırımlara sızmış sesiz ayak parkmalarıyla
dualar suluyorum
basarak içine sürünmekle geçinebildiğim kusurlarımın bahçevanlığında
liyakatli yağmurlarla evet demek
en güzel iadeyi
ültümatomu ruhumun
esrik ,esatiri bir hal almak
gün ışığında
parlak değille göz avcılığının canı yanıyor batıyor bir güneşin parmağı nedene.
nedenlenip ,nedenii bir espirinin içinde kalıyor zahmetin ölümcül yeteneği

neden yinede.vazgeçilmezlik saltanı
esirlik
ve pazarlığın ölümsüz olmaya niyeti yok
lahuti sunucusu suskun artıklarına yüzçevirici
çevirmen olarak dönekliğimin yalnızlığını araklıyor belki bu yüzsüzlükten
pekala...
pekalaya düzenbazım getirmekten üşenmez halsiz
hala gibiyim yüzünden .af/iyetsiz
gibi minnet bilmez kabul edenim
şeytanımdan geçinengeçim nede olsa

harikulade ziyafeül müstesna
yapbozluğuna erişmeden vazgeçmiş.
halbu ki
ben ve öncesi
tastamam bir
entariden bişey istemediğim günlerde
çocuk ağacımda
ürpertili matematiklerle sallardım bezden bebeklerini
toprak kokmasına korkarak anatomice parklara spor
pazara pazarlar icaat ederdik aldırışedici
sen ve ben hiçkimsesizliğimiz uğruna başıboş bulunmak için.
hiç büyümeyen alyuvarların akvaryumunda hafızası zevkli balıkların
yem atıcılığına
şevkat denmesiyle hayatta kaldık.

bu arada

haber bültenleri alçak basınç desede her hüznüne
ben

eli titreyen yağmurun sen dekoltesinde ki
büyümene
elişi
tanrılar getiyorum artık
sana inanmış
habersiz
yağmur yağışlarıyla.

seni sevmek dünyalıdır çünkü


saklamak öteli.