28
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
2172
Okunma
bekleyerek
günler,yıllar geçiyor
elimizde kalanlara bakıyoruz,yaşananlara
hep yerinde saymalar
ve elimizle dokunamadıklarımız
düşler bile erteleniyor
yoksa çıkıyor muyuz insanlıktan
biz ne’yiz sahi
bir kıyıya oturulsun diye konulan kanepe mi
yoksa yerinden kaldırılması ağır taş mı
gündüzler sünepe
pinekliyor güneş
görmeden ışınlarının değdiği uzamda
dönüyor içinde alevi
yakıyor kendi kendini
hep yarına irkiyorlar sözleri
yarın bir bomba gibi patlamayacak ki söz
yine uçuruma yönlendirecekler onu
en ölümcül yollara sürerken
madalya falan takmayacaklar
söndürecekler
bir balon gibi
bekleyerek
birilerinin önde yürümesini
temizlenmesini yoldaki pıtırakların,çalıların
kirli, çamurlu sel alıp götürür
ayırt etmeden, ak mı kara mı
sürdüğü gibi Silivri’ye, Hasdal’a
kim bir adım attıysa öne
avukat falan da gerekmezmiş hani
boğaza dayanır eller
söz tıkılır geldiği yere
kim kaldırır başını,sürüldüğü zindanda
ne zaman ayağa kalksa söz
oturtulur
22. 5. 2012 / Nazik Gülünay