6
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1823
Okunma

Eski bir bodrum hatırası...
Kurallar vardı bizim hayatımızda
Ve biz
Kuralsızlıkla suçlandık
En olmaz zamanlarda
Baş kaldırırdık hayata-Yada ölüme-
Bedelini ödedik elbette
...
Aradan yıllar geçti
Ve ben
Bir Bodrum akşamın da
Kuralı ve kuralsızlığı
Bir daha düşündüm
...
Ellerini ulu orta
Pervasızca sokuyor
Sarışın yosmanın bir yerlerine
-Ensesi kalın ve kısa- İrlandalı
Bir kısrak gibi kişniyor yosma
Sonra birlikte
Deliler gibi gülüyorlar
Derken
Çılgınca bir dansa başlıyorlar
-Sokağın ortasında-
’La havle vela kuvvet
İlla billa aliylazim’
...
Biz çocukluğumuzda
Her şimşek çakışında ihtiyarlarımızın
Böyle mırıldandıklarını hatırlarız
Hatırlarız ve
O masum korkunun
O ’küçük’ korkunun haşmetini
İşte böyle
Bir bodrum gecesinde
Taa damarlarımızda
Taa yüreğimizde yaşar
Kederleniriz
...
Anlıyorum ki bu gün
Bu şaşkın ve karmaşık duygular eşliğinde
Geçmiş de
Daha da yakınmışız ideale
Düşlerimizi az kalsın
Gerçeğe dönüştürüp
Yaşatacakmışız insanlığa
Derken
Bütün düşler
İskambil kuleleri gibi
Yıkılıp kalmış Bodrum da
Bütün rüyaların üstüne
Kalın bir fırça darbesi
’Aslına rücu etmiş insan milleti’
Ne Leyla kalmış
Ne Mecnun
Ne Aslı ne Kerem
Bir aygır
Bir kısrak
Tanrının verdiği uzuvlarının farkındalar artık
’Madem ki herkes de var
Ve herkes biliyor
Neyin nasıl yapıldığını
Öyleyse neyi kimden saklamalı’
...
Ben ve benim gibiler
Ne şimşekten korkar gibi korkuyor
Ne de kişneyebiliyoruz aygırlar ve kısraklar gibi
Aralarda bir yerlerdeyiz işte
Yarı hayvan yarı insan
Yarı tanrı yarı şeytan
...
Bodrum
Seni sevmekte zor
Senden nefret etmekte
-Allahın hikmeti işte-
Halikarnas ın lazerli gürültüleri arasında
Cılız bir insan çığlığı
’Allahu ekber
Allahu ekber’
Yarı gerçek yarı düş
Ey bodrum yakamdan düş
savrulmalar
5.0
100% (4)