gitsem
ne farkeder
takvimlerden bir yaprakmı düşer
günlerden günmü eksilir
ne bir yıldız kayar ne ay karartır yüzünü
nede güneşin benzi atar
bir parça kuzey rüzgarları eser
biraz karayel vurur kıyılara
kabarır köpürür hoyratlaşır deniz
deniz karadeniz olur yağmurlar boşalır
kıyıları sel alır

gitsem
ne farkeder
dayanamayıp arkamdan gelenmi olur
en çok üç beş kişi hisseder yokluğumu
en fazla üç kişiden biri
biraz daha fazla döker gözyaşını
oda üç gün sürer
bilemedin üç saat
sonra susulur ortalık durulur
çokca başımı dayadığım yastığım hisseder yokluğumu
üzerimde hakkı çoktur
yokluğuma bilmem nasıl alışır
yükümü asırlardır
üstünde taşır

gitsem
ne farkeder
ilkgün pabuclarımı koyarlar kapıya
sararmış bir aile fotoğrafı boş çerçevede yerini alır
bir portre boş sandalyede asılı kalır
üçbeş anının ağzı açılır
etrafa kırık dökük aksak hatıralar saçılır
buruk bir tebessüm düşer yüze
gölgelenir iki kaşın arası
için için kaynar
yürek yarası

gitsem
ne farkeder
aylardan mayıs haziran olsa farkımı olur
nasıl olsa düşer yapraklar
geldiğinde hazan
aslında doğduğu gün ölürmüş insan

sağlığımda hoşbeşi çok görenler kalsın
musallada da hakkını helal etmesin varsın
ne mezartaşı isterim
nede yerim belli olsun

cenazede feryat figan edenden
oldum olası hazetmem
i n a n m a m
bilirim en çok kendine acır
kendine ağlar insan
gitsem
ne farkeder
ya rahmet le ya minnetle
yada lanetle anar birileri
giden gitmiştir ne farkeder





şiiri seslendiren esmer şeker(zişan hanıma) teşekkürlerimle...


04.05.2012
ferhan erdoğan