0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
937
Okunma
Umutsuzca izlemistim gidisini,
Küçükken kırılan en sevdiğim oyuncagıma
Endiseli bakıslarım gibi
Yerden topladıklarım, hayal kırıklarım olmustu, gidiyordun..
Sonbardı, günlerden ise salı..
Zamanımız tükenmisti
Önceden planmıstı gidisin, apacık ortadaydı
Gökyüzü gidisini ıslıklıyordu
Tüm yasadıklarımızı bir valize sıgdırman manidardı
Giydiği siyah kaban gidisinin matemiydi..
Son bakısı, yüreğimin enkazının altında kaldıgının resmiydi..
En cokta gitme diyemediğim için,
İçimde bogdum tüm kelimeleri
Bazende gitmek gerekirdi’
En acı yalanımdı..
Ellerim ellerini aramaktaydı
Ürkek bir serçeyi anımsatıyordu narin adımların..
Topuk seslerin sur’a karısmıstı..
Sen kıyameti gerçeklesiyordu ve;
anlattıkları gibiymis gerçektende kıyamet..
Ne annemi arayabildim ne de eşi dostu aradım..
Sessiz cıglıklarıma aldırmadan gidişin tükenişimdi
Gözlerime gitmelerin batmıstı akan yaslarım ondandı
Onun rimeli, rujuna karısmıstı,
Dudakları titriyordu, gitmeye müsaitti
Saçlarını savuran rüzgar soguktu,
Yüreği titriyordu..
Bir insan ancak bu kadar güzel gidebilirdi..
Ki; mükemmelce terkedişin,
-En yıkıcı nasıl gidebilirim’
Sorusunun kusursuz cevabıydı..
5.0
100% (3)