0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1100
Okunma
Vakti zamanında bir ihtiyar amcam
yükünü tutar söylenirdi
sakalında kırağı gözlerinde yaşam durağı
son kertesinde ömrün
yeşil diyar karadeniz
sofrasında insan konuk izinsiz
katık bulunan bir parça ekmek
yarım diş soğan ya da peynir
Bastonuna tutunur,inat direnirdi
elde ne var dersen kerpiçten bir duvar
tarihini konuşan bir ömrün kalınlığındalar
torun torba hepsi peşindeydi zaar
yorgunluğun izinde bir de eşin var
hatun kişi olurdu söylemlerinde
bir taze gelin gibi salınır sundurmada
bir hayvandır bir de insanladır işi
çoğu kimse bilmez dökülür durur dişi
bir mabed ki kimi an ezanlar okunur
cenazelerde içime bir hüzün sokulur
ihtiyarlık maskaralık der dururdun
aklı selim insan kaç gülü soldurdun?
Yokluğunla fakir şimdi ahali,
eser yoluma bazen bir hazan yeli
Köyümün manzarasında bir resim anacağım.
Soğuk memba sularında bir köy hayratında
bir kır kahvesinde belki her an
hatıralarını yaşatacağım.
5.0
100% (1)