10
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
2281
Okunma

hiç anlatamadım sana
yerini yadırgayan kelimeler gibi
yarısı yabancı yarısı bacasız dumanlarla
hep gör beni, sev; isterken
yangın yeri telaşları taşındı aklıma her defasında
nadaslı şarkıların terli buğusuna terkederken en fazla
elimle koymuş gibi bulurdum hep
algın harflerin lodosuna saklanmış o gardropta!
pembe hislerimin mavi korkulukları olurdu
inanırdım hep kahverengi yalanlarına
sadakat aşktan büyüktür derken bile
lale bahçesine sızmış siyah güldün
kökü kurumaz bir sarmaşık/ütopya olsan da
ve hep beklerdim kahrımı dizginleyip
hep bekledim bir gün tersine akacak nehir
bu nedenle hep ters adımlarla yürüdüm sana
zamanın dilini goncalarla düğümleyip
tünerdim bilge bir yalancı gibi
saklanır, sesinin kovuğuna
bilemediğim bir sebeple
ezbere uzanırdı kollarım umut aşısına
ben güneş ekeyim, sen karanlık topla!
hep yanlış anladın beni
dualarım herkeseydi evet
ama şiirlerim senin
sen baktığında yeşerirdi mutlarım
her gamzeye değildi özlemim
yakamoz arardım gözlerinin parıltısında
iki küs bakış sezsem, iki aşı arası
bir pusu kaplardı içimi zihnimden kemirip
bir alev düşer alnımın ortasına
her kahır kendi belasını taşırdı içimin deltasına
susardı sayhalarım çığlığa bindikçe
dulda yamaçlara ak/ardı flu pandomim!
duymuştum
sevmek yaşamaktı
yaşamaksa her sancıyı en az bir kez tatmak
çoktan unutmuştum masalları
oysa ayakları topallayan masamın üzerindeydi aşk
dik durmaya yeminli şiirler içerdim ara sıra
ya Eva Peron gelirdi o vakitler aklıma
ya ’bu bahar da ölmedim anne’* derken Kalimera!
ne söylesem yetmezdi ama
nasıl tembihlesem de, geri dönerdi kelimeler
beceremezdim işte, bir yerinden kırılırdı sesim
ve hiç anlatamadım
’’çerçeve değil, resimdi benim asıl istediğim’’!
ToprağınSesi
( Nebiha Muradî hocama daimi şükranlarımla)
.
5.0
100% (23)