2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1061
Okunma
Oturakalmışım aynanın karşısında
Ve seyredeyorum karşımdaki adamı
Sanki bu ben diğilmişcesine
Tanıyamadım ve soruyorum kendime
Bu aynadaki yaslı adam benmiyim diye...
Saçlarına bakarım, epeyce seyrelmiş
Geriye kalanlarında çoğu ağarmış, sanki
Kışın ortasında kar altında kalmışcasına
Nezaman döküldü ve ağardı saçlarım?
Bilmiyorum ve soruyorum kendime
Bu aynadaki yaşlı adam benmiyim diye....
Gözlerine bakarım, sönmüş cevheri
Kan oturmuş, çökmüş kaşları, sanki
Senelerdir hiç uyumamışcasına
En son nezaman doyasıya uyudum?
Bilmiyorum ve soruyorum kendime
Bu aynadaki yaslı adam benmiyim diye....
Yüzüne bakarım, bitkin bir hali var
Sarkmış avurtları, çökmüş, sanki
Hü desen çocukca ağlarcasına
Enson nezaman candan güldüm?
Hatırlamıyorum ve soruyorum kendime
Bu aynadaki yaşlı adam benmiyim diye…
En son hatırladığım
Şöyle beş, belkide altı sene oluyor
Aynı ayna ve gine ben.....
O zamanda sormuştum kendime
Bu aynadaki adam benmiyim diye..
Mutlu anlarımdı benim
Meleğimi tanıdığım zamandı
Uzun simsiyah saçlar, parlayan gözler, sanki
Onyedi yaşında bir delikanlı gibi
Sormuştum bana ne oluyor?
Aşıktım ve mutluluktan sormuştum kendime
Bu aynadaki genç delikanlı benmiyim diye....
Şimdi ise meleğimsiz
Kaybediyorum kendimi mazilerde
Bırakmışm hayatı akışına
Ve sonbaharda düşen yapraklar misali
Tek tek geçen günlerimi seyrediyorum
Ve soruyorum kendime, niye?
Bilmiyorum!
Tek bildiğim,
Bu aynadaki yaslı yaşlı adam benim....
sazgılarımla
mikail
Darmstadt, 12.2006
söz-yazı mikail, alias deli cocuk
e-mail: [email protected]
msn: deli_cocuk32@