Okuduğunuz
şiir
21.10.2007 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
EDEBİYAT DEFTERİ YÖNETİMİ VE SEÇKİ KURULU ADINA
Değerli Edebiyat Defteri üyeleri,
Ne yazık ki bugün de Hakkâri’den gelen acı bir haberle bir kez daha üzüntüye ve yasa boğulduk. Defalarca tekrarlanmaması için dua ettiğimiz hain saldırılar bir kez daha içimizi yaktı. Bu kez gördük ki bu hain terör saldırıları hiç kimsenin ve hiçbir yerin menfaatine değildir.
Ülkemizin kardeşlik, beraberlik ve bütünlük anlayışını sarsmaya yönelik bu saldırılar, kuzeyden güneye, doğudan batıya hepimizin, tüm ülkemizin, bağrını yakmaktadır.
Amacı sadece ve sadece karanlık, acı ve korku olan bu saldırılarda bugün 12 askerimiz şehit oldu, 16 askerimizse yaralı… Yetmiyormuş gibi sivil ve savunmasız insanlara da acımadan yapılan saldırılarda onlarca insanımız yaralandılar.
Son günlerde katlanarak artan bu saldırıları ve sonuçlarını dehşetle izliyor, üzülüyoruz. Bugün sitemize eklenen pek çok şiirde teröre, terörün yarattığı dehşete tepkimizi bildirdik.
Edebiyat Defteri yönetimi olarak herkese teşekkür ediyoruz. Ancak dilimiz ne söylerse söylesin hiçbir şekilde acımızı dillendirecek söz bulamayacağız ne yazık ki…
Bu sebepledir ki bugün günün şiirini seçmek yerine bu bölümü, bugüne kadar canları pahasına vatanı savunan güvenlik güçlerimize ve tüm şehitlerimize ayırmayı uygun gördük.
Buraya yazacağımız sözlerimiz elbette ki onların acısını dindirmeyecektir; ancak bir aile olarak yaşadıklarımıza tepkisiz kalamayız.
Barışın, kardeşliğin, sağduyunun hâkim olduğu bir ülkede yaşamak istiyoruz, bunu kim, nasıl engelleyebilir?
Siz tüm şair yürekli dostlarımız eminiz ki bizimle aynı fikirde olacak ve bu sayfaya barış, sevgi, kardeşlik mesajlarınızı bırakarak bir nebze olsun bu acıyı paylaşacaksınızdır.
Acımız büyük… Tüm şehitlerimize Allah’ tan rahmet, ailelerine ve tüm ülkemize de sabırlar diliyoruz.
Daha güzel ve daha yaşanılır günler görmek ümidiyle…
( EDEBİYAT DEFTERİ YÖNETİMİ VE SEÇKİ KURULU ADINA )
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
bütün yorumları tek tek okudum, değerli dostlar ,şehitler ölmez ,vatan bölünmez slagonlarıyla bu iş olmuyor elimizden gelen bir şey olmalı ,kınamalarla, üzülmeyle bir yere varamıyoruz. çözüm üretmeli site yönetiminin bu duyarlılığı için teşekkür eder,bu olayların son olmasını temenni ediyorum saygılar
"Öğretmenler Günü" nüz kutlu ve mutlu olsun öğretmenim Annem ile rahmetli babamdı olmuştu benim ilk öğretmenim Tüm anne babalarla başladım;kutlu olsun tüm öğretmenler Her öğretmen resmen bir istikbaldir kutsaldır öğretmenler
Halk bezgin ve perişan dış borç kemiriyor acımasın faizler Mafya cirit atıyor,maskesi olmuş din iman acımasız naziler Ülkenin karanlığını öğretmen eğitimiyle silinebilir bu faizler Her öğretmen resmen bir gelecektir kutsaldır öğretmenler
"24 Kasım Öğretmenler Günü"nde eli öpülsün öğretmenlerin Adam oldum diye utanma asil çocuğuyuz asil öğretmenlerin Her adam daima bebektir bütün annelere bebektir sonsuza Öğretmen maddi manevi gelecek esirgeme sayalım sonsuza
Her politikacının var bir kutsal annesiy ile kutsal öğretmeni Geleceğimize yatırım yapalım rahat ettire sevgili öğretmeni Maddi sıkıntıda bırakma tüm istikbalimizi yıkma ey devletim Gelecek aydınlık günler aşkına aydınlat tek yürekli devletim
Sağlık,eğitim ve adalet yöneticisine önem verelim geleceğe Yalansız bir gelecek için verelim elele yüyelim hep birlikten Annelerin ayaklarına serilmiş cennet bir öğretmen her anne Başöğretmen Atatürk demek aydınlatan aydın her öğretmen
Yaşım kaç olursa olsun daim kalbim sevgilerin ile dolsun anam İkinci ana ile baba yeri doldurulamaz insanca insan öğretmen Öğremene saygı sevgi günü bu gün öğretmeni kutlayın bugün Şükran duyalım her aydınlatan aydın insandan armağan bugün
Kim istemez iyi yetişsin kutsal varlığı her çocuk bir gelecektir Para pula muhtaç etme rahat etsin ve bizleri hazırlasın yarına Yaşasın Başöğretmen Atatürk kutsal öğretmen her öğretmenim Herşeyi sizlere borçluyuz;siz bir anne bir baba bir öğretmenim
Selim Temiz;07/12/1960 Mersin(Kazanlı) doğumluyum;Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi (Lisans) mezunuyum;Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi şef memur kadrosunda görev yapmaktayım;Bu şiirimi,önce ilk öğretmenlerim olan kendi anne ve babama sonra tüm anne ve babalar ile tüm öğretmenlerimize candan yürekten armağan ederim;Ayrıca, Mersin Üniversitesinde çalışan tüm akademik ve idari personelin "24 Kasım Öğretmenler Günü" kutlu olsun; saygılarımla... ( Şehit Mehmetçik ve ailelerine Özellikle armağan olsun...)
Benlik seni beni aşmış insanlıktan şaşmış ördek Vatan, toprakta yatan şehit buna kanı ile şahittir Kişisel çıkar böyle giderse bu zaman bizi yakar Başkomutanım Mustafa Kemal Atatürk haykırıyor
BIR PAPAZ ÖLDÜ,HRİSTYAN OLDULAR. BIR HRANT ÖLDÜ ERMENI OLDULAR. YEDI GÜNDE OTUZBEŞ ŞEHIT VERDIK HANGISI TÜRK OLDU. SIZE SESLENIYORUM KENDINI INSAN ZANNEDEN INSANLAR..... DUYUN: TÜRKE KEFEN GIYDIRMEK HANGI TERÖRISTIN HADDINE. VATANIMI BÖLMEK ISTEYEN O TERÖRISTLERE INAT; ''KÖKÜNÜZÜ KAZIYACAĞIZ.BU VATANI KIMSE BÖLEMEZ.SIZIN VATANINIZ TOPRAĞIN ALTI...... DUYUN SESIMIZI. '''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''HEPIMIZ TÜRK'ÜZ,HEPIMIZ MEHMET'İZ___________________________________
Öncelikle duyarlı davranışınızı tebrik ve takdir ederim,Rabbim başarınızı daim etsin,şehit edilen 12 tane kardeşimize Allah'tan rahmet ve tüm milletimize başsağlığı dilerim.
Değerli kardeşlerim! Bizler inanan insanlarız,insanlar arasındaki üstünlüğün takvada olduğunun bilincindeyiz.hepimiz Hz.Adem'in evlatlarıyız,Hz. Adem ise topraktan yaratılmıştır.Milletlerin geçmişleri ve onurları millet olma bilincinin göstergesidir.
Sevgili kardeşlerim! Kişiler temel insani değerlerini yitirirse Kuran'ın ifadesiyle "Esfele safilin"(Hayvandan aşağı varlık) olur.Eğer temel insani değerlere dikkat ederse"Meleklerden yüce" olur.Suşsuz günahsız yere bir insanı öldüren bir alemi öldürmüş gibi olur.
Şimdi düşünelim güzel kardeşlerim ülkemin her tarafından gidip gece-gündüz yaz kış demeden canımızı namusumuzu,malımızı,vatanımızı bekleyen bu gencecik fidanlar bu keferelerin babalarının mezarını mı kazdı?Namuslarına mı yan baktı?Bu beysinsizlerin kendileri gibi mallarını mı çaldı?
Yine düşünelim 80'li yıllarda bir başka zalim Saddam bunlarının soydaşların kimyasal silahla zehirlerken sınırımızı açıp,binlercesini beslemedik mi?Karğa soyu mu bu soysuzlar?
Allah aşkına ben coğrafyacıyım bu gafiller burda faraza devlet kursa denize bağlantısı olmayan ,kara,demir,hava yolu bağlantısını ne yapacaklar?Denize bağlantısı olmayan ülkeleri akciğeri olmayana benzetir coğrafyacılar yaşayabilirler mi?
Bir adım daha ileri gideceğim şu andaErbil,Zaho,Dokuk vs. gibi yerleşim birimlerinin elektriği bizden satın alınıyor.Kesilse nolur?Bu mağara adamları layık olduğu hayatı yaşamaz mı?
Kıtaları bağlayan anayollar nerden geçiyor?Kapatılsa sınır veya Habur ne olur?açlarında gebermezler mi?
Ama biz büyük devletiz,İmparatorluk geleneğinden gelen devletiz.Ordaki masum halkıda düşünürüz.Her ne kadar bunlar soysuzsa da bunlarla aynı soydan olup masum halkı ayırmak lazım.Ama onlarında uyanması lazım.Zira haksızlık karşısında susmakta bir bakıma dilsiz şeytanlıktır.
Bu gün bunları kışkırtanların ne zalimler oldukların bunlar farkında mı?Bunları kışkırtanlar binlerce kızılderiyi atış talimi yapmak için kurşuna dizenlerin torunlarıdır.Halen kendi ülkelerinde zencileri insan yerine koymayanlardır.İşleri güçleri islam ülkelerinin başına bela olmaktır.Afganistan,Sudan,Libya,Irak,İran,Suriye vs.yarın bunların başına bela olmayacağı ne malum,zira Amerkan prağmatizmdir.Amerikanın dostu yoktur,çıkarı vardır.Çıkarı için anasınıda satar badbasını da.
Kısaca,bütün vatandaşlarımızın daha duyarlı,milli bilinci yüksek,metanetli,ama istikrarlı olmasını temenni ederim,saygılar sunarım efendim.
Şehit nurlanmış, gazi onurlanmış askerdir. Ona bu rütbeyi veren Allah-u Ekberdir. Uğruna Viyana kapısına dayanılan, İlah-i Kelimetullah olan tekbirdir.
şimdi vakit öğretmen olmak vaktidir. Evet, hepimiz birer öğretmen vazifesi görmeliyiz. Komşumuza, eşimize, dostumuza, çocuğumuza, ailemize, ulaşabildiğimiz herkese, hoşgörü, huzur, barış, kanaat aşılayan, daima doğruyu öğreten birer öğretmen olmalıyız. Haydi hep birlikte ÖĞRETMEN olalım ve barışı aşılayalım...
ASİLCE BİR DAVRANIŞ DİYORUM.SİTE YÖNETİCİLERİNİ KUTLUYORUM.DEĞERLİ ŞAİR "KOCASİNAN" ARKADAŞIMIN YAZDIKLARINA BİR EĞİTİMCİ OLARAK KATILIYORUM.20 YİL GÜNEYDOĞUDA GÖREV YAPTIM .NELER OLDUĞUNU BİLİYORUM.ZAMAN NUTUK ATMA ZAMANI DEĞİLDİR.ZAMAN SAĞ DUYU VE İTİDALLİ DAVRANMA ZAMANIDIR.AKAN KANI DURDURMA ZAMANIDIR.YANGINA KÖRÜKLE GİTME ZAMANI DEĞİLDİR. DEĞERLİ SİTE YÖNETİCİMİZ "ANSIZIN"ARKADAŞIMIZIN YAZDIKLARINI DA ÇOK BEĞENDİM KARDEŞLİK ADINA BİRLİK VE BERABERLİK ADINA ÇOK HAKLI ŞEYLER YAZMIŞ. Türk genci Kürt kızı ile evleniyor. Kürt genci Türk kızı ile evleniyor.
Artık akraba olduk farkındaysak.
Kardeşi kardeşe düşman etme çabalarına düşmememiz gerektiğini artık ne zaman anlayacağız.
Alın bakın kayıp askerlerimiz;
Piyade er Ramazan Yüce -Mardin, Er İrfan Beyaz-Antep, Çavuş Mehmet Şenkul-Niğde, Er Nihat Başova-Konya/Cihanbeyli, Er İlhami Demir, Ağrı/Patnos, Er Fatih Atakul-Denizli, Uzman Çavuş Halis Tan-Adana.
Türkiye'nin tüm memleketinden ve gruplarından insanlar ve bunlar bizim insanlarımız.
Doğacak çocuklarımızı birbirine düşman etmekten başka bir şey bıraktığımız yok. Onlara daha huzurlu ve birlik beraberlik içinde bir Türkiye bırakalım. Yoksa yine hep kaybeden biz olacağız.
SEVGİLİ EYLÜL ARKADAŞIMIZIN YAZDIKLARIDA BU KONUDA ÇOK İSABETLİ CÜMLELER.KENDİSİNE KATILIYORUM.
Kürt sorunu için bir avuç eşkıya dediler ve huzuru, istikrarı sağlamak için eşkıyayı yok etmekten başka bir şey yapmaya gerek yok dediler. Köyler boşaltıldı, milyonlarca kişi ülke içinde oradan oraya göç etti. Huzurla kastettikleri acaba ölüm mü, diye sordurtacak kadar şiddetli bir savaş politikası izlendi.
Enflasyon huzur ve istikrar adına düşmeliydi. Düştü de… Demek ki, yoksulluk ve işsizlik huzur ve istikrarı etkileyen faktörler arasında sayılmıyordu. Özetle, ülkemizde düzen huzur ve istikrar yazılı pankartları açıp solu tasfiye etmeye yönelmiş, ama bu tasfiye sürecinde başarılı oldukça, huzur ve istikrarın tamamen hayal olacağı bir ortam şekillenmiştir.
Huzur ve istikrar, artık solu tasfiyeye yarayan bir araç, hakkını arayanı vazgeçirecek bir sopa değildir, olamamaktadır. Bu düzen huzursuzluğa ve istikrarsızlığa mahkumdur. Bu mahkumiyet solun tasfiyesinden doğdu. Soldan, halktan, adaletten, eşitlik duygusundan, insani her tür değerden kaçan bir düzenin, huzur ve istikrarı yok etmesi kaçınılmazdır. On yılların düzen sloganı huzur ve istikrar da artık sola kalmıştır...
ŞEHİTLERİMİZE ALLAHTAN RAHMET DİLİYORUM.AİLELERİNE BAŞ SAĞLIĞI DİLİYORUM.SAYGILAR SUNUYORUM.. SAĞ DUYU LÜTFEN SAĞ DUYU...
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Edebiyat Defteri yönetimine bu duyarlılığı için teşekkür ederim... Şehitlerimize Allahtan rahmet,milletimize sabır dilerim... Şehitler ölmez,vatan bölünmez... Ne mutlu Türk'üm diyene...
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın. Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana va'dettigi günler hakk'ın... Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın
ŞEHİDİM ANNEM Davullarla, zurnalarla uğurladın beni Asker Ocağına, elimde bir valiz, bir de ceketim vardı. Kalın kazaklarımı koymuştun; oğlum oralar soğuk olur, üşütme diye. Ana kucağı derler Asker Ocağına. Gerçekten öyleymiş. Üşümüyorum annem. Demiştin ya kendine iyi bak oğlum diye, babama da söyle; insan tek kalınca üzülür, içlenirmiş Biz burada binleriz, on binleriz annem. Hepimiz ana baba çocuğu, Askeriz, MEHMETCİĞİZ annem. Dağlarımızı saran çakallardan temizlemeğe çalışıyoruz annem, Yıllarca Kardeş bildiklerimizde, belki aynı fırından ekmek yediğimizden, Aynı vatanın havasını yıllar yılı soluduğumuzdan, Şimdi nifak tohumları ekenlerin hizmetinde olanlardan, Biz dimdik ayakta, çakı gibi askeriz. NEFERİZ ANNEM. Az kaldı annem.30 gün. Sonra hep birlikte olacağız. Vatan borcumu bitirip sizlere kavuşacağım. Annem, benim pamuk annem babama söyle kurbanımı, aslan oğlunun koçunu unutmasın. Buralarda düşman uyumuyor annem. Gecemiz gündüzümüz kalmadı, Sakın, sakın şikayet ettim zannetme... Biraz önce postallarımı boyadım, silahımı temizledim. Vatan toprağında, Şırnak' ta Nöbetteyim, beklemedeyim, sınırdayım annem. Birkaç gündür yoğunlaştı it sürülerinin saldırıları annem, Ama sen üzülme, ağlama annem, beni bugünler için yetiştirmedin mi? Hani çok sevdiğim siyah montum vardı ya; sakın kimse giymesin diye tembihlediğim. Kardeşim, Ahmetim çok severdi, bırak giyinsin. kader bu belki döner, belki hiç dönemem.. Yirmi kişiyle uğurladığın, hasretiyle yandığın, ASKER oğlunu belki binlerle karşılayacaksın Annem. Haziran 1995 gece yarısı, saldırıya uğradım, Kurşun yedim, Ölmedim annem. Parola VATAN, İşareti NAMUSTUR derdin. Namusum uğruna can verdim annem. Bana verdiğin tertemiz, helal sütüne layık olmaya çalıştım, düşmana, kalleşe yol vermedim Ben ölmedim annem. Metinler, Mehmetler, Ahmetler Süleymanlar, Yunuslar, Yusuflar. Kısaca MEHMETCİKLER ölmez. Hakkını helal et benim canım annem. Annem; YARİME söyle beni beklemesin, karalar bağlamasın beyaz duvak yerine, Bana kısmet değilmiş onunla bir yuva kurup, aynı yastığa baş koymak, çocuklarımızı büyütmek. Annem söyle ona; dünyada istediğim tek şey; işten geldiğim zaman evimin kapısını onun açmasıydı... Söyle ki; ondan ve hayallerimden ayrılmama sebep olanlar, Mardin'de, Şırnak'ta ve Ankara'dalar. Benim milletimi temsil ediyorlar mecliste. Çakallar düz ovaya indiler, siyaset yapıyorlar annem. Biz askerlikten kaçmadık, Kantinde askerlik yapmadık, Düzmece rapor alıp, askerlikten de muafta tutulmadık. Biz, Biz hiçbir zaman YAN GELİP Yatmadık, KELLE olmadık, ŞEHİT olduk annem... Al Bayraklara sarılı, küçük bedenlerimizle dev olduk, geçit vermedik. Biz Vurulduk ama BİTMEDİK annem. Bayramlarda elini öpmeğe gelemiyorum, Üzülme Annem, ama sen sakın beni ziyaretsiz bırakma, Biliyorsun ŞEHİTLER; Şehit olunca değil, UNUTULUNCA ÖLÜRMÜŞ, sen sakın beni unutma!!! Başını dik tut, Onurlu, gururlu ol, sen ŞEHİT annesisin. Ağlayıp, kalleşleri sevindirme. Üzülme, ben hep sizinleyim; otobüste, dolmuşta, evde ve dükkânda. Kısaca Yüreğinizdeyim.
Bekleme beni güzel annem. sizlere hem çok yakın hem de çok uzaklardayım. Dönemem, gelemem, sizleri bir daha göremem annem. Sana sarılıp artık öpemem. Hakkını helal et annem. Sen de; vatan toprağım, güzel insanlarım. Dedim ya; Ben ŞEHİDİM, Bingöl Dağlarında, Gabar'da, Şırnak' ta, Nusaybin'de, Van'da, Vatanın her karışındayım. Artık Tüm Türkiye'nin Şehidiyim.Görevimi tamamladım annem. Evim, artık EDİRNEKAPI şehitliği. Mermerden Mezar taşım. Başucumda iki resim; biri Ay yıldızlı bayrağım, diğeri benim resmim. Üstünde al al açan çiçeklerim. Toprağa düştüm Çiçek oldum. Çiçeklerimi soldurma annem.
BİR ASKERİN MEKTUBU.. TÜM ŞEHİTLERİMİZİN RUHU ŞAD OLSUN!. OZAN33
Değerli Edebiyat Defteri yönetimine duyarlılığından dolayı teşekkürler ediyorum.
Biliyorum ki nereye düşerse düşsün ateş , düştüğü yeri yakıyor.Hemen her ailede yanık izi var neredeyse.Ve aynı meselenin uzadıkça uzayan öfkesi yüzünden.Ölen kardeşlerimize Allah'tan rahmet dilerken , birlik ve kardeşlik duygularımızın baskınlaşacağı güzel günler günler diliyorum ülkemize.
2007 ocak ayından bugüne şehit sayısı 100 ü aştı devletin uyanması için toplu halde şehit vermek gerekiyormuş....eee günaydın diyelim artık...canımız yanıyor yüreğimiz parçalandı kardeşlerimize..ulusca yaşadığımız bu günleri birlik kardşlik içinde sesimizi duyuralım onların istediği olmasın düşmeyelim birbirimize.. TÜM TÜRKİYE'NİN BAŞISAĞOLSUN....
Lanet olsun ki kardeşi kardeşe kırdırana!!! Türk kim Kürd kim??? Bu vatan Hepimizin!!!
Kim savaş ister ki?!?! İsteyene de lanet olsun!!! Yeter yaaw yeterr!!!
Sözün bittiği yer değil, asıl sözün başladığı yer olmalı ki anlayana!!! Bütün şehitlerin ruhu şad olsun diyeceğim de bizim ruhumuz ne alemde acaba??? Hasta olduk hasta!!!
sayın sağanak şahsınıza ve tüm ekip arkadaşlarınıza teşekkürederim... ulusca yaşadığımız acı günlerde birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz zamanlar bunlar ve türk olmak demek kötü günde herşeyiyle insanımızı paylaşmak demektir..nice şehitler vermiş bir milletin evlatları olarak canımızla kanımızla TÜRK olmanın gururunu taşıyoruz acı hepimizin ALlahtan şehitlerimize rahmet diliyorum.. hepmizin başı sağolsun saygılar..
ihtilallerde gücüne tanık olduğumuz yüce devletin,kendi vatandaşlarına uyguladığı kahramanlığın on da birini bu köpeklere uygulamasını arz ederim...kabul buyurulması için yalvaralım mı yoksa...Hadiiiii....
Duyarlı davranışızdan ötürü teşekkür ediyor,şehitlerimize rahmetler diliyoruz. Ortak acıyı paylaşırken tüm milletimize sabırlar diliyoruz... Bir daha böyle karanlık günler görmemek dileğiyle... Saygılar...
Türk genci Kürt kızı ile evleniyor. Kürt genci Türk kızı ile evleniyor.
Artık akraba olduk farkındaysak.
Kardeşi kardeşe düşman etme çabalarına düşmememiz gerektiğini artık ne zaman anlayacağız.
Alın bakın kayıp askerlerimiz;
Piyade er Ramazan Yüce -Mardin, Er İrfan Beyaz-Antep, Çavuş Mehmet Şenkul-Niğde, Er Nihat Başova-Konya/Cihanbeyli, Er İlhami Demir, Ağrı/Patnos, Er Fatih Atakul-Denizli, Uzman Çavuş Halis Tan-Adana.
Türkiye'nin tüm memleketinden ve gruplarından insanlar ve bunlar bizim insanlarımız.
Doğacak çocuklarımızı birbirine düşman etmekten başka bir şey bıraktığımız yok. Onlara daha huzurlu ve birlik beraberlik içinde bir Türkiye bırakalım. Yoksa yine hep kaybeden biz olacağız.
Şehidlerimizin ruhu şad olsun. Dualarımız hep kendileri için
Sitemizin duyarlı yönetiminin almış olduğu bu karardan dolayı tebrik ediyorum. Acımız büyük rabbim bir daha yaşatmasın inşallah. Allah şehitlerimizin şefaatine nail eylesin bizleri. Şehit ailelerine Allah'tan rahmet ve sabır diliyorum.
Bu ne bir bölgede yaşayan halkın ne de azınlığın mücadelesidir.bu yaşananlar ne bir savunma ne de insana yaraşır bir tepkidir.
Ülkenin milli birlik ve bütünlüğü üzerine oynanan uzun soluklu bu oyunda canlarını feda eden askerlerimizin,hak etmedikleri halde hem terörle yaşayan hem de bundan sorumlu tutulan insanlarımızın kaybettiklerini ibretle,öfkeyle izliyoruz.
Nİhayet bunca kayıptan sonra anlaşılmıştır ki bu ulus içinde korku ve bölücülük yaratmak için oynanan çok sahneli bir kan oyunundan başka şey değildir.
Büyük amcaya yer veren, üs veren,el veren,asker veren ülkem kendi yarasına basacak tuz bile bulamıyor günü geldiğinde...
Gözümüzün içine baka baka geçerliliği olmayan devletin geçersiz (sözde) yetkililerinin saçma sapan açıklamarıyla öfkemiz elbette büyüyor.
Ancak bilinmelidir ki tam da sınır ötesi harekatın konuşulduğu ve beklendiği şu günlerde oynanan bu son kanlı sahne hafızalardan silinmeyecek ve halkım birlik, bütünlük içerisinde hareket edecektir.
Üzüntümüz büyük,acımız sonsuz...
Yok yere canlarını ortaya koyan gencecik çocukların kan uykularını paylaşıyoruz.Hepimizin ortak ağıtıdır bu...Şehitlerimizin ruhu şad olsun;ailelerine ve tüm milletimize sabır diliyorum
artık inşallah, bundan sonra terör mağduru şehitlerimizin haberini almayız. Koskoca bir ülkenin, onca mücadele edip de bu devleti kurup sonra eşkiyalara şehit vermesi gerçekten akıllara zarar bir iş. O eşkiyaların desteklendiği aşikar ve onlarında akıllarınca bir davaları var, ve o davaya bazı şeyleri mübah kılarak genç askerlerimizin canına kıydılar. Ükemiz açısından gelecek inşallah daha aydın olacaktır. Ve bir gün inş. bu zulmün de sesi kısılacaktır.
Kelimeler yetersiz... Sussan, susulmuyor... Haykırmak istiyorsun, bir yumru var boğazında... Yürekler kapkara... Rahmetler şehitlerimizin üzerinden eksik olmasın, ailelerinin başları sağ olsun... Arkadaşlar, hep birlikte söylememiz gerek İSTİKLAL MARŞI'mızı, haykıra haykıra... Şah damarlarımız parçalanırcasına!...
İstiklal Marşı
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal! Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal... Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, 'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın. Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana va'dettigi günler hakk'ın... Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı: Düşün altında binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı: Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli: Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli, Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım, Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım; O zaman yükselerek arsa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal: Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!
Edebiyat defterini bu duyarlılığından dolayı kutluyorum.. Acımız çok büyük,ne msn nikinde ciceklerin boynunu bükecek,nede mesaj cekerek insanları uyaracak kadar bu millet aciz değil...biz şehit cocuklarıyız.. artık savaştığımız pkk ile birlikte başka güclerde var..uyanık olmalıyız..bu ülkenin evladı bitmez,anası kızı nenesi bile cephaye gidecek kadar yüreklidir.artık Türk milletininde sabrı taşmak üzeredir.eğer taşacak olursa yeniden bir tarih yazar... tüm şehitlerimize Allahtan rahmet ...yakınlarına Allahtan sabır diliyorum...
İzmir kurtulmuş, çok tatlı bir yorgunluk, Ankara'ya hareket edecekler... Trene binerler ve kompartımana çekilirler.
Ertesi gün, yaveri, Atatürk’ün kompartımanının kapısını çalar. Atatürk, yorgun, bitkin bir halde kravatını yıkamaktadır. Yaveri: "Paşam bu ne hal, hiç uyumadınız herhalde; niye böylesiniz", der.
Yaveri: "Aman Paşam! Birimize haber vereydiniz; hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik", der.
Ve bir ülke kurtarmaktan dönen komutan tarihi bir cevap verir: - "Geç fark ettim, hepiniz en az benim kadar yorgundunuz, hiç birinize kıyamadım. Önemli olan benim uyumam değil; milletimin rahat uyuması".
ATAMIZ SAYESİNDE NE KADAR RAHAT UYUYORUZ Kİ; HALA UYANAMADIK ?
ve daha rahat uyuyabilmek için ABD uyum yasaları gereğince Atatürk resimlerini bile devlet dairelerinden kaldırıyoruz...
Huzur ve istikrar… Düzenin her şeyidir bu sözler. Egemen güçlerin duası, ilkesi, felsefesi ve düzenden şikayet edenlere karşı kullandıkları sopası. On yıllarca patronların ve patronların temsilcilerinin ağzından düşmedi. Oysa görülüyor ki, ne yaparlarsa yapsınlar tek bir gün olsun huzur ve istikrara kavuşamıyorlar.
Ekonominin gelişmesi için huzur ve istikrar gerek, diyorlardı. Ekonominin gelişmesinden patronların cebi dolarken, emekçilerin payına asgari ücret, işsizliğin diz boyu olduğu taşra kentlerinden katıp büyük kentlerin varoşlarına yığılmak ve yoksulluk düşüyordu.
Yoksulluğa, adaletsizliğe karşı ayağa kalkmak ise yasaktı. Huzur ve istikrar bozulmamalıydı. Ama emekçilerin hakları, ama eşitlik, adalet diyecek olursanız, siz huzuru ve istikrarı sabote eden “anarşikler” diye damgalanmayı hak etmişsiniz demekti.
Ülkenin güçlenmesi için huzur ve istikrar gerek, diyorlardı. Huzur ve istikrar için ülkeyi içine soktukları NATO’dan daha birinci dakikada çıka çıka Kore Savaşı çıktı. Huzur ve istikrar için Anadolu çocukları dünyanın öbür ucunda öldü.
Huzur ve istikrarı tesis etmekle övünüyorlardı, ama Türkiye’nin istisnasız bütün komşularıyla arası bozuktu. Türkiye’nin dünyanın en kalabalık ordularından birini beslemesine rağmen, “tarihsel dostluk, komşuluk bağları” diye başlayan nutuklar atılmaya devam edildi.
Huzursuzluğu, istikrarsızlığı def etmek bu ülkede darbeler yapıldı. 12 Eylül sonrasında yüz binlerce insan işkenceden geçirildi, hapsedildi, vatandaşlıktan atıldı, idam edildi… Ama huzur ve istikrar yine gelmedi.
Demokrasinin huzur ve istikrarın güvencesi olduğu söylenerek darbe tezgahlanan Türkiye’de, ne demokrasiyle ne darbeyle ulaşılamadı hedeflere.
Kürt sorunu için bir avuç eşkıya dediler ve huzuru, istikrarı sağlamak için eşkıyayı yok etmekten başka bir şey yapmaya gerek yok dediler. Köyler boşaltıldı, milyonlarca kişi ülke içinde oradan oraya göç etti. Huzurla kastettikleri acaba ölüm mü, diye sordurtacak kadar şiddetli bir savaş politikası izlendi.
Enflasyon huzur ve istikrar adına düşmeliydi. Düştü de… Demek ki, yoksulluk ve işsizlik huzur ve istikrarı etkileyen faktörler arasında sayılmıyordu. Özetle, ülkemizde düzen huzur ve istikrar yazılı pankartları açıp solu tasfiye etmeye yönelmiş, ama bu tasfiye sürecinde başarılı oldukça, huzur ve istikrarın tamamen hayal olacağı bir ortam şekillenmiştir.
Huzur ve istikrar, artık solu tasfiyeye yarayan bir araç, hakkını arayanı vazgeçirecek bir sopa değildir, olamamaktadır. Bu düzen huzursuzluğa ve istikrarsızlığa mahkumdur. Bu mahkumiyet solun tasfiyesinden doğdu. Soldan, halktan, adaletten, eşitlik duygusundan, insani her tür değerden kaçan bir düzenin, huzur ve istikrarı yok etmesi kaçınılmazdır. On yılların düzen sloganı huzur ve istikrar da artık sola kalmıştır...
ŞEHİT OLUNMAZ/ŞEHİT DOĞULURMUŞ... YA BİZ? ORAYA HANGİ YÜZÜMÜZLE GİDECEĞİZ..ATEŞLER ARTIK DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKMIYOR ARTIK BU ÖYLE ÖYLE BİR ATEŞ Kİ CAYIR CAYIR YANIYOR TÜRKİYEM
Piyade Astsubay Mehmet BOZKURT - Astsubay Çavuş SONER ÖZÜBEK - Uzman Çavuş Mustafa UYSAL - Çavuş Selçuk GÜRDAL - Er Lokman EKER - Er Yavuz ÖZTÜRK- Er Zekeriya YATI - Er Abdurrahman DOĞAN - Er İrfan BEYAZ - Er Vedat KUTLUCA - Er Samet SARAÇ - Er Mehmet CÜCÜK-
NUR İÇİNDE YATSINLAR YATMASINA DA? YA ÜZERİMİZDEKİ KUL HAKLARI…
(bir güzel renk değiştiriyorum; korkma! yürek değil,renk değiştiriyorum sadece..) ben can,camiler e(zan) derdinde! kollarım gidiyor önce,ayaklarım ellerim saçlarım gitmişti zaten,bileklerim gitmişti.... oysaki ben aşka inanıyordum.. hep ölüm bu(YURDUNUZ)
Yüreğimizi yıllardır yakan, yıllardır çözümü bulunamayan bu acıya bir son vermek için Türk halkı sağduyusunu eline aldı ve tetikte bekliyor. Sevgi ve hoşgörü çerçevesini yıllardır zorlayan ve akan kanları gözyaşıyla seyreden bu halk öyle asil bir ulustur ki ne zaman hareket edeceğini iyi bilir. Şehitlerimize allahtan rahmet diliyor, bütün ulusun başı sağolsun diyorum.
ALLAH rahmet eylesin inşallah sizede ve sizin gibi bu gün yaslı vatan sevgisi çeken şehitlerimize yanan tüm şiir dostlarına teşşekkür ediyorum .. saygılarımla
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal! Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal... Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, 'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın. Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana va'dettigi günler hakk'ın... Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı: Düşün altında binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı: Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli: Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli, Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım, Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım; O zaman yükselerek arsa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal: Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal! Mehmet Akif Ersoy
ahlaz tarafından 10/22/2007 2:02:48 PM zamanında düzenlenmiştir.
TÜRK MİLLETİ TEK YÜREK AĞLIYOR ŞEHİTLERİMİZE... İnsan hakları evrensel beyannamesi Önsöz İnsanlık ailesinin bütün üyelerinde bulunan haysiyetin ve bunların eşit ve devir kabul etmez haklarının tanınması hususunun, hürriyetin, adaletin ve dünya barışının temeli olmasına,
İnsan haklarının tanınmaması ve hor görülmesinin insanlık vicdanını isyana sevkeden vahşiliklere sebep olmuş bulunmasına, dehşetten ve yoksulluktan kurtulmuş insanların, içinde söz ve inanma hürriyetlerine sahip olacakları bir dünyanın kurulması en yüksek amaçları oralak ilan edilmiş bulunmasına,
İnsanin zulüm ve baskıya karşı son çare olarak ayaklanmaya mecbur kalmaması için insan haklarının bir hukuk rejimi ile korunmasının esaslı bir zaruret olmasına,
Uluslararasında dostça ilişkiler geliştirilmesini teşvik etmenin esaslı bir zaruret olmasına,
Birleşmiş Milletler halklarının, Antlaşmada, insanın ana haklarına, insan şahsının haysiyet ve değerine, erkek ve kadınların eşitliğine olan imanlarını bir kere daha ilan etmiş olmalarına ve sosyal ilerlemeyi kolaylaştırmaya, daha geniş bir hürriyet içerisinde daha iyi hayat şartları kurmaya karar verdiklerini beyan etmiş bulunmalarına,
Üye devletlerin, Birleşmiş Milletler Teşkilatı ile işbirliği ederek insan haklarına ve ana hürriyetlerine bütün dünyada gerçekten saygı gösterilmesinin teminini taahhüt etmiş olmalarına,
Bu haklar ve hürriyetlerin herkesçe aynı şekilde anlaşılmasının yukarıdaki taahhüdün yerine getirilmesi için son derece önemli bulunmasına göre,
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu,
İnsanlık topluluğunun bütün fertleriyle uzuvlarının bu beyannameyi daima gözönünde tutarak
öğretim ve eğitim yoluyla bu haklar ve hürriyetlere saygıyı geliştirmeye, gittikçe artan milli ve milletlerarası tedbirlerle gerek bizzat üye devletler ahalisi gerekse bu devletlerin idaresi altındaki ülkeler ahalisi arasında bu hakların dünyaca fiilen tanınmasını ve tatbik edilmesini sağlamaya gayret etmeleri amacıyla bütün halklar ve milletler için ulaşılacak ortak ideal olarak işbu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini ilan eder.
Madde 1 Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
Madde 2 Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir akide, milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin işbu Beyannamede ilan olunan tekmil haklardan ve bütün hürriyetlerden istifade edebilir.
Bundan başka, bağımsız memleket uyruğu olsun, vesayet altında bulunan, gayri muhtar veya sair bir egemenlik kayıtlamasına tabi ülke uyruğu olsun, bir şahıs hakkında, uyruğu bulunduğu memleket veya ülkenin siyasi, hukuki veya milletlerarası statüsü bakımından hiçbir ayrılık gözetilmeyecektir.
Madde 3 Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır.
Madde 4 Hiç kimse kölelik veya kulluk altında bulundurulamaz; kölelik ve köle ticareti her türlü şekliyle yasaktır.
Madde 5 Hiç kimse işkenceye, zalimane, gayriinsani, haysiyet kırıcı cezalara veya muamelelere tabi tutulamaz.
Madde 6 Herkes her nerede olursa olsun hukuk kişiliğinin tanınması hakkını haizdir.
Madde 7 Kanun önünde herkes eşittir ve farksız olarak kanunun eşit korumasından istifade hakkını haizdir. Herkesin işbu Beyannameye aykırı her türlü ayırdedici mualeleye karşı ve böyle bir ayırdedici muamele için yapılacak her türlü kışkırtmaya karşı eşit korunma hakkı vardır.
Madde 8 Her şahsın kendine anayasa veya kanun ile tanınan ana haklara aykırı muamelelere karşı fiilli netice verecek şekilde milli mahkemelere müracaat hakkı vardır.
Madde 9 Hiç kimse keyfi olarak tutuklanamaz, alıkonulanamaz veya sürülemez.
Madde 10 Herkes, haklarının, vecibelerinin veya kendisine karşı cezai mahiyette herhangi bir isnadın tespitinde, tam bir eşitlikle, davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından adil bir şekilde ve açık olarak görülmesi hakkına sahiptir.
Madde 11 Bir suç işlemekten sanık herkes, savunması için kendisine gerekli bütün tertibatın sağlanmış bulunduğu açık bir yargılama ile kanunen suçlu olduğu tespit edilmedikçe masum sayılır. Hiç kimse işlendikleri sırada milli veya milletlerarası hukuka göre suç teşkil etmeyen fiillerden veya ihmallerden ötürü mahkum edilemez. Bunun gibi, suçun işlendiği sırada uygulanabilecek olan cezadan daha şiddetli bir ceza verilemez. Madde 12 Hiç kimse özel hayatı, ailesi, meskeni veya yazışması hususlarında keyfi karışmalara, şeref ve şöhretine karşı tecavüzlere maruz bırakılamaz. Herkesin bu karışma ve tecavüzlere karşı kanun ile korunmaya hakkı vardır.
Madde 13 Herkes herhangi bir devletin sınırları dahilinde serbestçe dolaşma ve yerleşme hakkına haizdir. Herkes, kendi memleketi de dahil, herhangi bir memleketi terketmek ve memleketine dönmek hakkına haizdir. Madde 14 Herkes zulüm karşısında başka memleketlerden mülteci olarak kabulü talep etmek ve memleketler tarafından mülteci muamelesi görmek hakkını haizdir. Bu hak, gerçekten adi bir cürüme veya Birleşmiş Milletler prensip ve amaçlarına aykırı faaliyetlere müstenit kovuşturmalar halinde ileri sürülemez. Madde 15 Her ferdin bir uyrukluk hakkı vardır. Hiç kimse keyfi olarak uyrukluğundan ve uyrukluğunu değiştirmek hakkından mahrum edilemez. Madde 16 Evlilik çağına varan her erkek ve kadın, ırk, uyrukluk veya din bakımından hiçbir kısıtlamaya tabi olmaksızın evlenmek ve aile kurmak hakkına haizdir. Her erkek ve kadın evlenme konusunda, evlilik süresince ve evliliğin sona ermesinde eşit hakları haizdir. Evlenme akdi ancak müstakbel eşlerin serbest ve tam rızasıyla yapılır. Aile, cemiyetin tabii ve temel unsurudur, cemiyet ve devlet tarafından korunmak hakkını haizdir. Madde 17 Her şahıs tek başına veya başkalarıyla birlikte mal ve mülk sahibi olmak hakkını haizdir. Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden mahrum edilemez. Madde 18 Her şahsın, fikir, vicdan ve din hürriyetine hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.
Madde 19 Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.
Madde 20 Her şahıs saldırısız toplanma ve dernek kurma ve derneğe katılma serbestisine maliktir. Hiç kimse bir derneğe mensup olmaya zorlanamaz. Madde 21 Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir. Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir. Halkın iradesi kamu otoritesinin esasıdır; bu irade, gizli şekilde veya serbestliği sağlayacak muadil bir usul ile cereyan edecek, genel ve eşit oy verme yoluyla yapılacak olan devri ve dürüst seçimlerle ifade edilir. Madde 22 Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibariyle, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.
Madde 23 Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır. Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır. çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır. Herkesin menfaatlerinin korunmasi için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır. Madde 24 Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
Madde 25 Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır. Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar. Madde 26 Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlk öğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır. Öğretim insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan haklarıyla ana hürriyetlerine saygının kuvvetlenmesini hedef almalıdır. Öğretim bütün milletler, ırk ve din grupları arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu teşvik etmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışın idamesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir. Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler. Madde 27 Herkes, topluluğun kültürel faaliyetine serbestçe katılmak, güzel sanatları tatmak, ilim sahasındaki ilerleyişe iştirak etmek ve bundan faydalanmak hakkını haizdir. Herkesin yarattığı, her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserlerinden mütevellit manevi ve maddi menfaatlerin korunmasına hakkı vardır. Madde 28 Herkesin, işbu Beyannamede derpiş edilen hak ve hürriyetlerin tam tatbikini sağlayacak bir sosyal ve milletlerarası nizama hakkı vardır.
Madde 29 Her şahsın, şahsiyetinin serbest ve tam gelişmesi ancak bir topluluk içinde mümkündür ve şahsın bu topluluğa karşı görevleri vardır. Herkes, haklarının ve hürriyetlerinin kullanılmasında, sadece, başkalarının haklarının ve hürriyetlerinin gereğince tanınması ve bunlara saygı gösterilmesi amacıyla ve ancak demokratik bir cemiyette ahlâkın, kamu düzeninin ve genel refahın haklı icaplarını yerine getirmek maksadıyla kanunla belirlenmiş sınırlamalara tabi tutulabilir. Bu hak ve hürriyetler hiçbir veçhile Birleşmiş Milletlerin amaç ve prensiplerine aykırı olarak kullanılamaz. Madde 30 İşbu Beyannamenin hiçbir hükmü, herhangi bir devlete, zümreye ya da ferde, bu Beyannamede ilan olunan hak ve hürriyetleri yoketmeye yönelik bir faaliyete girişme ya da eylemde bulunma hakkını verir şekilde yorumlanamaz.
Düşer bir gün, Yiğit vurulur da düşer bir gün Düşmana düşen fırsat, Bize de düşer bir gün.. O gün, bugün... Şehitlerimize Rahmet Mekanları Cennet Komşuları Muhammed olsun...
Site yönetimini bu duyarlı davranışından dolayı kutlarım. Şehitlerimize Tanrıdan rahmet yakınlarına başsağlığı dilemekten başka bir şey gelmiyor elimizden. Acımız çok büyük.........
YARALAR KAPANMADAN YENİ AÇILAN YARALARA DUR DEMELİYİZ BİZ BU VATANIN EVLATLARIYIZ ELİMİZ KOLUMUZ BÖYLE SEYİRCİ KALAMAYIZ LÜTFEN ALLAHINI SEVEN BİR NEBZE OLSUN BİR ŞEYLER YAPSIN EL ELE KOLA KOLA VERİP BİZLERDE VARLIĞIMIZI GÖSTERELİM...ELİNDE BAYRAĞI OLAN OLMAYAN SOKAĞA ÇIKMAYA DEVAM VAR GÜCÜMÜZLE SESİMİZİ DUYURALIM BU VATAN SAHIPSIZ DEĞİLDİR YERİ GÖĞÜ İNLETELİM ŞEHİTLER ADINA YÜCE TÜRK ULUSU ADINA BİR ŞEYLER YAPALIM.BEN KENDİ ŞEHİDİME BU KADAR YANMADIM BU ŞEHİTLER YANIDA.. EVİMDE HUZURLU DEĞİLİM BU HAİN KAHPELER YÜZÜNDEN EVİMİN NE HUZURU NEDE TUZU KALDI..EY TÜRK MİLLETİ ŞEHİTLER ADINA HAYDI...
TÜRKİYE CUMHURIYETI İN BAŞI SAĞOLSUN ŞEHİT YAKINLARINA DEĞİL SADECE MİLLETİMİZE DERİN ÜZÜNTÜLERİMİ BİLDİREREK BAŞ SAĞLIĞI DİLERİM..BU VATAN UĞRUNA ŞEHİT OLAN TÜM ASKERLERİMİZE ALLAHTAN RAHMET EYLESİN ONLARI KAYBETMEDİK ONLAR EN YÜKSEK ZAFERLERİ KAZANARAK GİTTİLER NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE VE NE MUTLUKİ ŞEHİT OLANA...
BUGÜN ŞEHİTLER ADINA YAS İLAN ETTİK İŞ YERLERİMİZİ KAPADIK BUGÜN ÖLEN ASKERLERİMİZ İÇİN BİR ŞEYLER YAPMAYA KOYULDUK BU HERKESE SAĞ DUYUYA BİR DAVETTIR....
Çok doğru bir karar...Site yönetimimizi ve seçici kurulu kutlarım bu duyarlı davranışından dolayı... Şehitletrimizin ruhu şad olsun...Selam ve Sevgimle..
Öyle bir acı ki yüreklere düşen, hiç dinmeyecek gibi...Yine sönmek bilmeyen bir ateş düştü anaların yüreğine...
çiğ bir gecede katran evrenin üstüne çekti örtüsünü karardıkça bulut çıktı balçıktan zehirli ot sancaktan zümrüdüanka yağmur ağır bastı darbe ağır yıkandı saçlar kanla
Müsadenizle tarafından 10/22/2007 6:49:29 AM zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyat defteri yönetimini bu davranışından dolayı tebrik ediyorum
Piyade Astsubay Mehmet BOZKURT
Astsubay Çavuş SONER ÖZÜBEK
Uzman Çavuş Mustafa UYSAL
Çavuş Selçuk GÜRDAL
Er Lokman EKER
Er Yavuz ÖZTÜRK
Er Zekeriya YATI
Er Abdurrahman DOĞAN
Er İrfan BEYAZ
Er Vedat KUTLUCA
Er Samet SARAÇ
Er Mehmet CÜCÜK Şehiterimizi rahmetle anarken 16 yaralı askerilerimizede acil şifalar diliyorum Bizde bu gece 6 saat radyoda şehitlerimiz ve Vatan bütünlüğümüzü koruma amaçlı yoğun duygu yoğunluğu ve gözyaşları içersinde anlamlı bir program yaptık. Ve bir çok arkadaşımızla karar verdik hep beraber gidip bizde savaşalım üzerimeze ne düşerse hep birlikte yapalım tek kurban mehmetçiklerimiz olmasın bu Vatan hepimizin.. Türk askerine uzanan eller kırılsın diyorum Dilimdeki tek sahadet şehitler ölmez Vatan bölünmez. Ne mutlu Türk'üm diyene Vatan sağolsun. .
ONUR BURÇLARI (ŞEHİTLER) TÂ İLK İNSANDAN BU YANA AZİZ İSLAM DİNİ VE VATAN SAVUNMASI UĞRUNA CANLARINI CAN PAZARINA FÜTURSUZCA SÜRMÜŞ TÜM YİĞİTLER ANISINA (EL FÂTİHA)
Yüzakı bir tarihin yitik sayhasıyım ben İzlerini unutup kayboldum yüreğimde Haz duyardı gönüller yiğitlik türküsünden Kölelik özlemleri yeşerir düşlerimde
Güller almış rengini şehitlerin kanından Gönülleri muhabbet çeşmesinden sulanmış Onlar devşirilmişler tahammül harmanından Yüreklerinde sınır ta kainat kadarmış
Destansı bir tarihin onlar harf ve hecesi Tevhid''le katılmışlar zikrine top sesinin Onlar ki; hürriyetin tutuşan meş''alesi Onlar onur burçları yiğitlik kalesinin
Yürekleri ecdadın destanıyla beslenmiş Aylar var sıcak yatak temiz elbise bilmez Kartal yavrusu gibi siperlerden seslenmiş Çelik iradeleri kırılsa da bükülmez
Anne bilmiş vatanı , namus-ı ekber bilmiş Canından aziz sayıp can sürmüş cephelere Elbisesini kefen , siperi makber bilmiş Göstermiş yiğitliği müstevli kahpelere
Can fedadır kan sebil; vatan, millet uğrunda Sabrın çelik bağıyla bağlamışlar hevesi Yiğitlik, fedakârlık, merhamet, doruğunda Onlar şan türküsünün unutulmaz bestesi
İman ve vatan aşkı dönüşünce bir sele Örselenmiş tarihe onur vermiş, şan vermiş Bütün yiğit yürekler vermişler de el ele Vatanın damarına ılgıt ılgıt kan vermiş
Ey bize hatırası candan aziz yiğitler Siz gönül ufkumuzda yıkılmaz kalesiniz Kadını, erkeğiyle ey gaziler, şehitler Âtiye ışık tutan birer meş''alesiniz
Selâm olsun sizlere, şükran ve gıpta size Siz tarihe ak izler bırakarak gittiniz Beyaz atlara binip uçtunuz Rabbinize Ölümsüzlüğü tadan aziz şehitlersiniz
Şehitlerimize Allah'tan rahmet, Gazilerimize acil şifalar, ailelerine sabır ve sebat diliyorum, efendim. Bize gelince; yüreklerimiz yanıyor, kanımız kaynıyor! Başka Ülkede olsa hükümet derhal istifa ederdi. Maalesef bizim Ülkemizdeki AKP Hükümeti koltuğa yapışıp kaldı. Şehitlerimize "Kelle" diyen, "Türk'üm" demekten ısrarla kaçınarak "Türkiye'liyim" diyen bir başbakandan ne beklenebilinilir ki; sacayağını oluşturanların istifa etmesini bekleyelim?!. Adeta; ABD'nin kuklası gibi, onlara danışmadan iki kelimeyi bir araya getiremiyorlar. Geçiştirici, yüzeysel ve yuvarlak cevaplar veriyorlar. Kararlı biçimde kendilerini ortaya koyarak deseler ya: Türk Askerim; sınırlara, ileri!.. Dese ya: "Oğlum gel, hemen. Sen de askerliğini savaşa katılarak yap. Aldığımız raporu hemen iptal ettiririz" Nerdeee... Çankaya'ya çıkan eski AKP'limiz ise; düğün-dernekle iştigal oldular. Güya; düğünde takılanları Şehit Ailelerine bağışlayacaklarmış. Yalan hem de kocaman bir yalan. Tıpkı diğer tutmadıkları boş vaatleri gibi... Yeni gelin, onca takıyı verir mi "Hepsi benim, bana takıldı baba" demez mi? "Niye ben fedakarlık yapayım takılarımdan? Bu zamana kadar kim fedakarlık yaptı" demez mi? Şimdi sırada Çankaya'nın iç dekorasyonu ve tadilatı varmış. Eşi, Çankaya'da değişiklik yaptıracakmış. Çok önemli ya! Ne de olsa Türkiye'nin... Görüntüden vazgeçebilemiyorlar bir türlü!!! Anneyim, erkek çocuğu doğuramadım ama; onca şehitlerimizin annesiyim. Gazilerimizin annesiyim. Teyzeleriyim, ablalarıyım, bacılarıyım. Bu Vatan bizim. Her iki dedem de birçok cephede savaş yapmışlar. Durmuş Dedem matara yapmış cepheye yollamış, cepheden cepheye savaş vermiş. Yaralanmışlar, iyileşir iyileşmez yeniden cepheye gitmek için yazılmışlar ve yine yeni yeniden savaşmışlar. Tekrar tekrar vurulmuş Mehmet Dedem. Babaannemin, Anneannemin onca emeğine ne demeli? Erkeğinin ardısıra koşturmuşlar, eksiklerini tamamlamışlar. Yaralılara bakmışlar. Silah taşımışlar karda-kıyamette, kağnılarla. Mermi doldurmuşlar. Yunan'dan, Fransız'dan, Ermeni'den işkence görmüşler, tacizlere uğramışlar ama yılmamışlar "Allah" demişler, "Vatan" demişler, "Atatürk" demişler de düşmanı sersebil edip, ezmişler. Ege'de, Marmara'da ve Akdeniz'de hatta; Hicaz'da bile!.. Biz Türk Kadınlarına bugün iş düşüyor. Biz Türk İnsanlarına bugün büyük görevler düşüyor. Yapacağımız çok şey değil! Vatan için, Milli Şuurumuz için, Türk Ulusumuz ve Ordumuz için, Türkiye Cumhuriyeti Halkının bekaası için, en önemlisi de Aziz Vatanımızın Sınırları için tek yürek, yek vücut olma zamanımızdır! Kanımızla, canımızla, tüm variyetimizle herşeyimizi feda ederiz Vatanımız uğruna. Bizler de sıcak bölgelerde, zor şartlarda görev yaptık. Hanım evlatları gibi; vazifeden kaçmadık. Erkek kardeşimin kanı kaynıyor, bendenizin kanı kaynıyor. Çağırsalar gideriz sınıra ve savaşa. Anamızdan emdiğimiz helal sütün hatrına, Atalarımın ve Ay Yıldızlı Al Bayrağımın, tüm Şehit ve Gazilerimin, Vatanımın ve Ulusumun, Başkomutan Mustafa Kemal ATATÜRK'ümün uğruna feda olsun kanımız-canımız. Şehitler ölmez, Vatan bölünmez!.. Ne mutlu Türk'üm diyene!
merhaba..öncelikle bu duyarlı tavrınızı kutlar ve tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ederim...Allah mekânlarını cennet eylesin....zaten onlar şimdi cennettedirler...ben müsade ederseniz bu konudaki düşüncelerim az sonra ekleyeceğim bir şiirimle ifade etmeye çalışacağım...çoğu arkadaşımın da bugün yaptığı gibi...teşekkürler...saygımla...
bir fotoğraf gördüm bu gece ölen şehitlermizden birine ait gözyaşları sel,yüreğim isyan ve nefret doldu o er artık babasının elini bir daha asla tutamayacak içinde masumiyet ve saflıktan başka bişi beslemeyen bu yüreklere kıyan mağara adamlarına tek sözüm sıkın dişinizi az kaldı 7 den 70 e hepimiz ensenizdeyiz.
ben artık bu taziye mesajlarından da sıkıldım 24 senden beri aynı laflar. birazcık tepkinizi ortaya koyun. aslında bir yandan da haklısınız. başbakanımız bile TÜRK duruşunu gösteremedi bu gece. hala A.B.D den emir bekliyoruz ne zaman gireceğiz diye. tek dileğim şudur herzaman ki gibi
Allah Şehitlerimize Rahmet Ailelerine Sabır versin ...Gazilerimize Allahtan Acil Şifalar Diliyoruz ... umuyoruz ki son kayıplarımız olsun yaklaşık yirmibinden fazla kayıp verdik bu ugurda kökü kurumadı... ve yine umuyoruz ki harekat tez başlar ve tez biter ..kayıpsız ama başlasın biran evvel
Bu vatan bizim
blackless tarafından 10/22/2007 1:41:35 AM zamanında düzenlenmiştir.
tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum her ne olursa olsun bu vatanı kanlarımızla aldık kimseye ne böldürürüz nede veririz bunu dost düşman böyle bilmiyosa bilmeli diyorum şehit ailelerine allahtan sabırlar ... bu vatan bizim ne mutlu türküm diyene... saygılarımla..
bu günü ve bundan sonraki günlerin hiçbirinde bu acıyı yaşamak istemiyorum.siyaset üretemeyen siyasetçiyi kınıyorum.sorun ne kürt sorunu ne güneydoğu sorunu ne işsizlik ne fakirlik....sorun siyaset üretip politika belirleyemeyen siyasetçiler..12 gariban kurşunlara hedef olmasaydı tezkere lafı olmayacaktı.pkk terörü önünde türk siyaseti bitmiştir.kimse vatan millet sakarya edebiyatı yapmasın.bu işler edebiyatla nutuk atmakla yürümüyor.pkk nın arkasında kürt asıllı vatandaşların büyük çoğunluğunun desteği yoktur.olsaydı durum çok daha kötü olurdu.pkk abdnin piç oğludur.tıpkı el-kaide gibi.asala gibi..pejak gibi..vatan için canını veren 19 20 yaşındaki gençler 24 saat uyku bilmeden dağ dağ eşkiya kovalarken doğu ve güneydoğuya hala doktor öğretmen gelmiyor.gelen bir an evvel kaçmanın yoluna bakıyor.iş fiiliyatta hizmet üretmeye gelince vatan toprağını beş dakikada satıyorlar.Yedi yıldır güneydoğudayım.bölgeye en büyük ihaneti bölge milletvekilleri yapıyor.hala hatır gönül ilişki si ile siyaset yapıyorlar.bunun dışında icraat yok.proje yok..yok oğlu yok..hala camisi okulu suyu olmayan kurtlu su içen köy ve mezralar var.insanlar kendi hallerinde bu ülkeye dair hiç bir fikri olmadan yaşıyorlar.birileri gelip çoluğunu çocuğunu tehdit edip dağa çıkarıyor.beyinler boş.beyinler bu ülkeye ait bilgiden sevgiden habersiz... çatışmalar başlamadan evvel devlet kurumları ve siyasetçiler AB müzakereleri yapıyordu.Bütün medya avrupalı olup olamayacağımızı kokoreçin yasaklanmasını konuşuyordu..o sıralar birileri dağ kadrolarına genç kazandırmak için çabalıyordu.birileri sığınak kazıyordu.birileri ordunun içindeki sivil memurların adreslerini tespit edip muhbirliğe zorluyordu vesair vesair..peki devlet ne yapıyordu?siyasetçiler ne yapıyordu? yatıyordu ne yazıkki yatıyordu..
bütün şehitlerimize minnettarım.onlar ölmeyecek asla..ailelerine ALLAH' sabır diliyorum.değil kuzey ıraka kuzey koreye de gitsek bu kafayla daha çok civanlar gidecek.
16 yaralımız var. Şehitlerimizin değerli ailelerine sabır diliyorum Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve tüm Ulusuma baş sağlığı ve yaralı Askerlerimize, düğün konvoyundaki yaralı çocuklarımıza acil şifalar diliyorum. Üzgünüm içim yanıyor. Saygılarımla..
Tüm duyarlı yüreklere selam olsun…
ceynan tarafından 10/22/2007 12:17:09 AM zamanında düzenlenmiştir.
Çok doğru bir karar... Şehitlerimizin toprakları bol olsun... Düşünmek lazım, bir yol bulmak... Birkaç kendini bilmeze bırakmamak ülkeyi... Ama düşünmek lazım nerde hata yapıyoruz diye... Kimsenin umrunda değil aslında... Nicelik mi önemli olan? Bir kişi hayatını kaybetse az mı? 14 mü olmalı? Düşünmek lazım, sonra da eylem...
vendetta tarafından 10/22/2007 12:18:39 AM zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.