33
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
2355
Okunma

Demir grisi kıyılar
Rüzgarların altında gezinir
Fırtınaya götüren yolu izler
Saçları yüreğin boralarında dalgalanır
Can çekilirken bedenden
Avuçları hala sıcak
Çöldeki son gül soluk
Bir gonca düşer toprağa dağınık
Yiten, günün bitimi
Kemirir içini, boşa geçen zaman
Kanlı gelincik, gelgitleri
Dudakla sesin arasında
Bitmişlik…
Kulaklarında yokluk, adı
Düşleri boğuk, yitik hayalleri
Ateşin en harlısı yanarken
Yolları sevgisizlikle kesişti
Şaşkın!
Çaresiz!
Öksüz kaldı türküler
Şehrin kirli duvarlarında, yalnızlığın yankısı
Üşür nefesi, titrek dudakları
Bitik vakitlerin sancısı, şakaklarına saplanan bıçak
Dor atın ayakları isyan
Kara kapkara, mavili hayali
Yağmur ve gece siyahları yağdırırken üstüne
Bin yıllık tutsak, mühürlü yürek
Özgürlük şarkıları da artık yasak
Martı kanatlarında, çığlık çığlık sitem
Ama o gülmeli!
Ve durmalı, ayakta dimdik
Yakışmaz, ona hüzün
Yanarken içi, kalkar ayağa
Yürüyen artık onun hayali
Değerli şair Edebiyat bilgininin kaleminden dökülen inciler.. çok teşekkür ederim..
Maviler yerini karalar almış,
Karlar hep böyle kalacak değil ya.
Doru at ahırdan çıkar birgün,
Esir olmayız karalara.
5.0
100% (37)