0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1056
Okunma

yar/ına kaç zaman kalmıştı
ey adı yar
bana ağyar sevgili
her iki adımda bir çelmeymiş
sözlerin
bilemedim
düştüğümü gör diye
dizlerine kapanışım
affet
ben aşk’a devrilmiştim
nasıl oldu da
kanadığımı göremedin
oysa
ellerimden tutup
kaldırıp ar’ımın peçelerini
göğsümün mahremine
"benden başkasına haram"
"işte aşk bu" diyen
sen değil miydin
yalanmıydı sözlerin
öyleyse
sana dokunan her elin tırnağı
neden yakıyor böyle canımı
neden damıtarak içiyorum
zakkum yapraklarından
nisan yağmurlarını
nasıl oluyorda
ciğerlerime dolan efkar
çekici toprak kokularına dönüşüyor
çiçeklerini başka dallarda açarken
benim dediğim sen
birbirine kenetlenmiş dişlerimin
köklerinde eziliyor ismin
tattıkça dilim zehrini
içim acıyor
içim akıyor
zehrinden beter karanlıklara
gecelerce kin kusuyorum
sen küsüyorum sayfalarca
ölüme bakmayı öğreniyorum
uzaklaştığın kıyılarımdan
bugün yine sensizim
boynuma uzanmaya
dermanı yok kollarımın
boyum yetişmiyor hayata
bileğinden kopuk elleri
dokunuyor sırtıma
mahzunluğumun
sıyrılmaya çalıştıkça
yüreğimin ağlarından kurtulan
aşk’a batıyorum
yalanmış anlattıkların
derin dipsiz bir yalan
şimdi doğruyu söyle bana
sevdiğini kıskanmak
bana kimden armağan
dokunma bir daha
bana
hatta ona buna
hatta kendine bile
birtek
bunu öğretemedin yüreğime
seni kendimden bile
kıskanıyorum işte..
5.0
100% (1)