26
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
2431
Okunma

Dikenli ıssız tarlalarının ortasında
Karanlık yemişlerin ağaçları
Kayıp şehrin, yabani yalnızlığı
Evin ıssız bir köşesine, sinmiş çocuk
Suskun, sanki yokmuşcasına
İncinen, bakışları
Uçup giden, zamanı kemirir
Yangın yaraları arasında
Umutsuz! yürek
Yapılmış, pazarlık
Söylemek ister, yutkunur
Kalkar ayağa, tekrar oturur,
Düşünür, “Agam gibi beni de okutun”
Babasının gözlerine bakar, iğrenç
Töre!
Onbeşindedir daha
Verilir, yaşlı adama
Alınır, başlık parası
Satılmıştır bedeni
Herkes, kendi türküsünü söyler
En nemli tepelerinde yeryüzü
El değmemiş ışık, yitik ruhun karanlıklarında
Kurtların ormanında, parça, parça
Muaazam fırtına, söker köklerinden
Rüzgarın kumu, vahşice girer gözlerine
Ürkmüşlük ve dibe batmışlık
Yıkılır beyaz kuleler
Kurban edilmiş, elleri kınalı
Yıldırımın çakışında çığlık
Merhametsizce batar güneş
İki el namlu sesi,
Bir gonca gül düşer yere
Seste, yağmurda ve dağlarda yankısı
Batsın töreniz!
5.0
100% (23)