Sahildeki kumun, günden kalan sıcaklığı var hâlâ.

Bugün son gün batımıydı.
Güneş doğmayacak sanki bir daha denizin üstüne.

Ben ise tüm canlıların çırpınışlarına inat sakince oturuyorum, gökyüzünden topladığım bütün yıldızların üstünde.

Ay’ ın şavkı ve denizin dalgası birbirine iki sevgili gibi sarılmış, ışıltılı elbiseleriyle 18. yüzyıldan kalma klasik müzik eşliğinde dans ediyor. Yavaş ve heybetli bir dans.

Deniz, yavrusuna zarar gelebileceği heyecanına kapılan şefkatli annenin göğsü gibi inip kalkıyor. Denizin kokusu, esrar dumanı etkisinde başını döndürüyor insanın.

Ben sakince bu manzarayı izliyorum. Ellerim biraz üşüdüğünde yavaşça kuma sokuyorum.

Bir yıldız daha kayıyor, kim bilir kaç kişinin dileğini yüklenmiş omuzlarına.

Denizden gelen rüzgar, hüzzam şarkılar söylüyor. Her nağmede ah çekiyor.