1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1451
Okunma

Bir kırlangıç gördüm; vurulmuş
Minnacık bedeninden büyük kurşunla…
Vurulmaktan değil ölümü;
Kurşunu taşıyamamaktan…
Terk edilmiş bir şehrin kaldırım taşı gibi…
Sızım sızım sızlıyor eminim
Kırlangıcın kanıyla ıslanan soğuk kaldırım taşı…
Hayallerin acısı dökülmüştü yollara
Toz toprak dans ediyordu; yalnızlığın kenarlarında
Yetim kalmış ağaçlar kuşları bekliyordu
Üzgün bekleyen hayal durağının müdavimleri
Üç-beş damla gözyaşı; dertleşiyordu
Kırlangıcın açık kalmış gözlerinden bi-haber…
Nerede?
Nerede kaldı hayalleri gerçeğe taşıyacak tramvay
Kimseler görünmüyordu artık
Gözyaşlarına sahip çıkacak; yalnızlık kokan yollarda
Hüzün kokusuna raks ediyordu siyah bulutlar
Boyası dökülmüş köhne evler bile hasret kaldı
Çocukların neşeli bağrışmalarına…
Kırlangıç vuruldu; kendisinden büyük kurşunla;
Gözü açık yatıyor; terk edilmiş şehrin
Küf kokan kaldırım taşlarında…
Yapraklar intihar etmiş tutundukları dallardan
Üşümesin diye üzerini örtmek için; kırlangıca düşüyorlardı
Lâkin;
Şu kahpe dünyanın kurşunuyla vurulmuştu kırlangıç
Ölmüş ve üşümüyordu…
İntihar eden yapraklar kendi acılarını unutmuşlardı
Kırlangıcın öldüğünü bilmiyorlardı…
Metin Kaya İLHAN
Faroz
TRABZON
5.0
100% (1)