14
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
2505
Okunma

İnsan kendi yıkımını seçemiyor
Bu yıkım bizi seçti Kusuri
Deşildi çıban
Yayıldı bizim de mükemmeliyetimize
İlim irinleşirken
Onların burnunda hala sefahatin kokusu
Kusuri yokla burnunu
Yoksa bizim duyularımız mı defolu
İstemlerimiz
Her gün bıkkınlığa uzanan yeni bir damarı yarıyor
Yaşamak bize biçilen kaskatı bir rolken
Ve biz bu rolün hakkını iyi kötü veriyorken
Yetmiyor Kusuri yetmiyor
Dublörlüğe soyunuyoruz bazen
Benim yerime sen ölüyorsun misal
Daha sonra kendi yerine de öleceksin
Ve biz böyle böyle öğrenirken kıyım dilini
Asla bilemeyeceğiz bir başkası için de dirilmeyi
Ama şanslısın Kusuri şanslı
İki defa göreceksin Tanrı’yı
Ve o zaman anlayacaksın kusur yalnız gözlerinin değil
Bak bana
Kimi zaman bir sağırdan daha sağır
Bir körden daha kör
Bir laldan daha lal
Bir ölüden daha ölü olabiliyorum Kusuri
Duyamıyorum
Göremiyorum
Konuşamıyor ve
Sevemiyorum yani
Kulaklarım, gözlerim, ağzım…
Hepsi kalbimdi
Kalbim hadım edildi kusuri
Kalbim hadım adildi
Deme ki bana “beynin var”
Siyah bir film çekilmiş ona da
Bazı bazı sen bile anlayamıyorsun beni
Kafatasımın içi Hiroşima
Binlerce sakat, ölü düşünce
Bana “yeni bir tohum ek; arada bir uğrar ben sularım ” deme
Bunca karartının içinde hangi tohum eskisi gibi yeşerebilir söyle
Biliyor musun yine de arzuluyorum Kusuri
Ama biz fazlayız
Eksilmeliyiz
Başkalarının kusurlarıyla kusursuz olunmaz Kusuri
Kusurluyuz ve daha da eksilmeliyiz
Misal eksilmeden arzu duyamayız bir kadına ya da bir adama
Savaşa ya da barışa
Ölüme ve yaşama
Anlayacağın
İkimizden biri gitmeli Kusuri
Öyle çok karışmışız ki birbirimize
Ama birimiz yaşamak diğerimiz ölmek istiyorsa
Ya da birimiz ölüyken diğerimiz hala yaşadığına inanıyorsa
Ölmeden söyle hele
Bu kusur hangimizde?
fhrn-mç-jir
5.0
100% (22)