1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
5824
Okunma

selamlıyor tarihin serildiği mağara evlerinde insanlık
gözlerimize Hasankeyf dikildi bir sabah ansız
ve kahvaltı sofrasında leyleğin anlattıklarıyla
uçuyoruz dünlere beraber
anlattıkça Hasankeyf
taş üstüne taş koyar gibi bitiyor eskilerden insanlar çiçekler gibi
alınteri bu olsa gerek doğarken güneş
sırtında taşıyor savaşlarını ve denizlere uzanan nehirleri
bir leyleğin kanatlarından duymak tüm şehri
ve içmek sunulan misafir şerbetinden
yudum yudum içimizden geçmişe dalıp
Cami minaresinde ve karşıda kırık köprüyü selamlayıp
yüzlerce yıldır yaşadıkları doğumları ve ölümleri
ve ötede köprünün üzerinden insanların geçişini
gece ve gündüz ayırmadan belkide ekinlere sarılmadan
ve yaz
ve kar yağarken
ve kısır geçen zamanlarda ayrı ayrı tatmalı şehri hasanı
kılıçla topla tüfekle
kana kan savaşlara
ve dişe diş kan kokan ağaçların gölgesinde siper almalı
savaşların daha tazeyken
Hasana idam hasana idam diyen insanlara bir sormalı
zindana yolculuğun peşinden ölüm
ve son sözün nedir Hasanın bilirmisin
Küheylan ve özgürce denizlere rüzgar gibi sarılıp
uçuverdi Hasan idam sehpasından
Halk bir ağızdan keyfe Hasan
keyfe hasan diye bağırıp
bir şehre leylekler çocuklar gönderip
Hasankeyf dediler
leyleğin nehirden uçurduğu çocuğa...
Ne dinler ve insanlar geçti yollardan
ne evler ve bostanlık değiştirdi eller
ne yağmurlar ve rüzgarlar sakladı bütün şehrin bereketini
yıkamadı minarenin gölgesini
ve doğumlarına sahiplik tepesinde
yaşayan leyleğin hasankeyfte
o doğdu
ve doğan insanlarla birlikte yaşlanıp
hergün güneşi selamladılar birlikte
bir tarihle Hasankeyfte...
Ümit Berhami / Hasankeyfte leylek olmak...
5.0
100% (1)