12
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
2945
Okunma

...
yapayalnızım yine gözüm
titrek bir mum ışığı bu geceki misafirim
bir de dinlediğim şarkının notaları
gece taviz vermiyor hâlâ anılardan
hatıralar çekmecelerde ki ara da bul
oysa sen cumartesileri ne çok severdin
hele yağmurluysa İstanbul
yarın pazar
en solgun yanımla
yine nefesinden uzak uyanacağım
yanağımda kirli sakalının izleri olmayacak
halbuki aynı yastıkta uyumuştuk, içinde senin olduğun bir rüyada
ve ben yine bir düşü hayra yoramayacağım
musluklar bile benden bıktı artık
ben de seni suya anlatmaktan!
sen kokmayacak kızarmış ekmekler
ve itinalı bir masa da olmayacak ihtimal
akşamdan kalmış olacak suratı örtünün
iki ısırık düşer belki ekmeğin kıtır köşesine
çok şey geçmeyecek boğazımdan
pencereden yağmuru seyrederken
yarabbi şükürlere kanacak işte yüzüm
ve sana doldurduğum çaydan bir yudum
yok...yok..üzülmüyorum
zaten vakit de olmuyor ki seni özlemekten
beş çayı keksiz doyacak yine
vanilya kokuları bu hafta da izinli
tek iyi yanı
telaşım olmadığı gibi
saçım başım , un olmayacak
yankılanmayacak sesin
bu kez sen değil aklım çekiştirecek
bırak ulan diyerek
ve bir film daha izlenecek sinemada
içine bizi almayan
nefret ederdim değil mi sinemalardan
ve dışarda yemek yemekten
bugün cumartesi işte ve yarın pazar
sadece anımsadım
panik yok, herşey normal!
aslında
mevsim anomalisiymiş bu
belkide hafta sonu sendromu
nasılsa geçermiş Osman!
eskidi seninle beraber, ardından dökülen yıllar
ruhumu çiğner gibi geçen , trenler otobüsler ve hatta vapurlar
hastane odaları
çelişkiler
ve gözyaşları
has gülüşlere saklı sahte avuntular
ve nasıl geçerse işte filmden gibi kopuk kopuk kareler
ve nasıl geçiyorsa buruşuk an(ı)lar
zamanı su gibi içen yılların üzerinden
merak etme Osman
bunlar da geçermiş
bunlar da üzmeden!
hem sen bu kadar abarttığıma bakma
alt tarafı cumartesi işte
nedir ki;
bir ayda dört kere tavaf eder!
de_soulmate