bir leşin dişlileri ısırıyorken el-ma kemiğimi camını kırdım zamanın ve kumdan dakikalar saydım
gel yanıma o kumları birlikte ayıklayalım ve bak serin bir Ankara akşamının göğünden bak bir dal karanfilli sigara yak yalnızlığına cadde dolusu alev almış karınca sanırsın çatılarda bacadan bacaya tüten heyula şakalaşmalarıyla insanları
çek gözlerini içine yavaş yavaş bak ki sırçanın öte yanında kendi siluetin ve gör ne kadar yabancı kadeh tokuşturan dostlarına
dokunuyorlar ve bıçaklarının gözleri kör seni, kendi tenin üstünde kesiyorlar murdar ediyorlar
yine de, sevişiyorsun değil mi insanlarla her insan bir sevişmek diyorsun İlk babadan, ilk anneden kalan ve her orgazm sonrası inanmak daha da mümkün olmayan
kapat gözlerini şimdi ve unut tüm bunları son bir kez inanmadığına inan delip geçiyorken anılarını bir bir zaman
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ben bu şiirine yorum yapmayacağım sadece zamanın elinden kopar al duygularını diyeceğim... ....Hayatın acımasızlığına teslimiyet lügatın en son kelimesidir.......... saygılarımla bacım..................
şiir üzerine yapılan konuşmalara yorumlara hep geç kaldım ve sevmedim uzun uzadıya konuşmayı, enerjimi sadece şiire ayırdım ve şiire uzandım. O yüzden diyorum ki: ŞİİR JİR Kafiyelendirmesi bol olsun üzerimizde.
emra tarafından 3/19/2012 5:17:29 AM zamanında düzenlenmiştir.
Her şiir aynı vitamini damıtmayabillir. Daha da ileri gideyim, hiç damıtmayabilir de.Bu da gayet tabiî; fakat bu şiiri okurken bir şeyin dikkatimi çektiğini fark ettim nedense.
Şöyle ki:
Şairin kalemi bir iniyor, bir çıkıyor.Bunu kelimelerin içindeki kıvılcımlara bakarak söyleme cesaretine erdim sanırım. Ve özellikle de bu şiirde fark ettim.İçimde sayıklayacağıma,sesli olarak ifade etmek istedim.Belki de okur olarak benim hakkım bu,bilemiyorum. Bununla birlikte ben, okuduğum şairlerin-şiirlerinin debisinin bir düşüp bir yükselip taraftarı değilim.Olmaması lazım.Kelimelerimin sesi sizi rahatsız edebilir okurken; ama edeceğini bilsem de paylaşmak istedim.
...
Bu şiirinizde orijinal ifadeler var.Peki, diğer şiirlerinizde yok muydu? Tabii ki de vardı;ancak söylemeye çalıştığım,aralarında çok fark oldu mu da neden böyle diye kendinize soruyorsunuz okur olarak. Şairin ruh haline göre giyinir kelimeler ve dolayısıyla öyle çıkarlar ortaya diyebilirsiniz siz de haklı olarak; ama şiirin demlenmeye ihtiyacı olduğunu da unutmamak iktizasındadır şair -bazı şiirler istisnadır-. İkimiz de haklı olabiliriz. Ancak birimiz daha haklı!..
… Kelimeleri farklı giyindiriyorsunuz,ki zaten okurken hemen fark etmek mümkün. Yani,kelimeler aynı; renkleri farklı sadece.E haliyle bağlıyor sizi bu.En azından beni diyebilirim. Ayrıca başlıklarınız sıradanlıktan öte-bir iki kalem daha var böyle-; ama başlıklarınız dizelerinizin önüne geçmek için sürekli prova halindeler.
Polemik olsun diye de yazmadım,lütfen böyle okunsun yazdıklarım.
Öncelikle çok teşekkür ederim samimiyetiniz ve ilginize. Elbette paylaşacaksınız düşüncelerinizi ki her zaman iyi bir dinleyici oldum sen ya da ben diliyle konuşmuyorsa eğer karşımdaki. Siz biz'i anlatmışsınız biraz hepimizi...
Bazen beni ben bile anlayamiyorum. Sen busun, bu çizgiden ayrılmamalısın deme hakkını kendimde bulmuyorum çünkü ben zamanın akışına bırakılmış bir boşluğum, bir ayna rüzgara karşı yer tutmuş, nasıl dilersen diye bir şey yok bende, tutup çekersin beni ve ne olarak görmek isterlerse oyumdur ben.
Ne yazık ki üfleyerek dolmuyor hiçbir boşluk. Belki de bir terzinin diktiği ceketin astarına bilerek kusurlar bırakması gibi ben de dizelerimin, şiirlerimin arasında boşluklar bırakıyorum.
Transparan bir süreç ve daimi bir içerisizlik hali belki de aynı bir içerisizlik yaşadığım. Bir zayıflayan bir kilo alan insan bedeni gibi belki de yazılanlar. Formda kalmak o kadar zor ki önünüzde tatlılar, tuzlular ve acılar varken...
Çok teşekkür ederim son kez katkınız için. Her daim saygı ve sevgi.
Öncelikle çok teşekkür ederim samimiyetiniz ve ilginize. Elbette paylaşacaksınız düşüncelerinizi ki her zaman iyi bir dinleyici oldum sen ya da ben diliyle konuşmuyorsa eğer karşımdaki. Siz biz'i anlatmışsınız biraz hepimizi...
Bazen beni ben bile anlayamiyorum. Sen busun, bu çizgiden ayrılmamalısın deme hakkını kendimde bulmuyorum çünkü ben zamanın akışına bırakılmış bir boşluğum, bir ayna rüzgara karşı yer tutmuş, nasıl dilersen diye bir şey yok bende, tutup çekersin beni ve ne olarak görmek isterlerse oyumdur ben.
Ne yazık ki üfleyerek dolmuyor hiçbir boşluk. Belki de bir terzinin diktiği ceketin astarına bilerek kusurlar bırakması gibi ben de dizelerimin, şiirlerimin arasında boşluklar bırakıyorum.
Transparan bir süreç ve daimi bir içerisizlik hali belki de aynı bir içerisizlik yaşadığım. Bir zayıflayan bir kilo alan insan bedeni gibi belki de yazılanlar. Formda kalmak o kadar zor ki önünüzde tatlılar, tuzlular ve acılar varken...
Çok teşekkür ederim son kez katkınız için. Her daim saygı ve sevgi.
bir çok şiir tandım, her dizesinde şehirler yıkan ve her dizesinin sonunda kendini boğazlayan insanlar da gördüm.
daha sonra; hatırladığım kadarıyla sadece bir kadın tandım, sırf şiir yazmak için adamlarla sevişen seviştikçe şiir yazan yazdıkça kanayan, yazdıkça ağlatan, yazdıkça taşlanan..
galiba sonunda kendisi de anladı, aşk o'nu ankaranın sokaklarında lanetlemişti tekrar başa döneceğini sandı, yanıldı bir sonra ki hayatında asla ...
şiir "kırık" bi doğru ve kevaşeliyi ordan geliyor, krıktan bu kırık akılda mı kıvrak kalçada mı yoksa yürekte mi sorgulayacak ya da yaşadıklarını tecrübe edecek denli uzun ömürlü değil insan nesli bir kadın gerçekten kadınsa eğer üzerine her gün yüzlerce insanın tükürdüğü onlarca köpeğin pislediği o şehrin kaldırımlarını yine de sevebilmeli
iyi bir çıkıkçıya ihtiyaç duymuyoruz yazdıkça alışıyoruz kırıklarımızla yaşamaya
anlamak mı... anlamak evet ama anlamlandırmamak tekrar başa dönse bile bir sonraki hayatında bile kendi ruhunun cahili olarak yaşamak ve bilmek bir adama ya da kadına yazılan her şiirin o adamı ya da kadını az az öldürmek olduğunu bilmek...
şiir "kırık" bi doğru ve kevaşeliyi ordan geliyor, krıktan bu kırık akılda mı kıvrak kalçada mı yoksa yürekte mi sorgulayacak ya da yaşadıklarını tecrübe edecek denli uzun ömürlü değil insan nesli bir kadın gerçekten kadınsa eğer üzerine her gün yüzlerce insanın tükürdüğü onlarca köpeğin pislediği o şehrin kaldırımlarını yine de sevebilmeli
iyi bir çıkıkçıya ihtiyaç duymuyoruz yazdıkça alışıyoruz kırıklarımızla yaşamaya
anlamak mı... anlamak evet ama anlamlandırmamak tekrar başa dönse bile bir sonraki hayatında bile kendi ruhunun cahili olarak yaşamak ve bilmek bir adama ya da kadına yazılan her şiirin o adamı ya da kadını az az öldürmek olduğunu bilmek...
zor şeyler yazıyon sende be şair,üç kere okudum cık,anlayamadım...daha doğrusu bağ kuramadım mısralar arasında,bende her mısrayı ayrı şiir gibi okudum,o zamanda acaip şeyler geldi aklıma,mesela kum saatinin camı kırılınca kumlar odaya dağılır tabi,dikkatli kullanmak lazım teknolojiyi gibi dahice fikirler ürettim...
zor şeyler yazıyon sende be şair,üç kere okudum cık,anlayamadım...daha doğrusu bağ kuramadım mısralar arasında,bende her mısrayı ayrı şiir gibi okudum,o zamanda acaip şeyler geldi aklıma,mesela kum saatinin camı kırılınca kumlar odaya dağılır tabi,dikkatli kullanmak lazım teknolojiyi gibi dahice fikirler ürettim...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.