1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1498
Okunma

Yâr ile edilen sohbet,
Baldan taş imiş.
Kalbe atılan taş,
Hakiki aşk imiş.
Ben Ümit Besen değilim.
Nikahına gelirim ama şahit olarak değil,
Damat olarak.
Ellerini tutamazken, öpmek imkansızdı.
Zaten nerde görülmüş,
Şairin şiirini öptüğü.
Eğer dünyada ’vicdan’
diye birşey olmasaydı.
Eminim onu ilk Çağrı Talip keşfederdi.
Senden fazla bişey istemiyorum.
Sadece boş/ver kalbini.
İnsanlar büyüdüklerinde doktor, polis, öğretmen olmak ister. Ben büyüyünce ne olurum bilmem ama küçükken Şair oldum.
Çocukluğumun tozlu raflarında unuttuğum,
Tertemiz yüreğimi çıkarttım sana.
Sonsuza kadar benimmiş.
Aldığım nefesi bile geri verirken,
Sende kim oluyorsun.
Ezberimde ki şiirler kadarsın.
Sadece ruhumu okşuyorsun.
Başka bi faydan yok,
Unutulup gidiyorsun.
Yalan söylememi istemezdi,
Ama ne zaman sorsam,
’Seni Seviyorum’ derdi. Yalancı.
Ben küçük bir çocuktum. Daha öpüşmenin anlamını bilmezken, bitmiş bir Sigarayı yenisiyle öpüştürmeyi öğrendim.
Gözlerin kararırsa birgün sevgili, gözlerime düş.
EMRE DANABAŞ
5.0
100% (2)