Abla!
Çocukluğum, ilk gözyaşım
Kendime karşı ilk savaşım İlk duyduğum şarkı İlk duyduğum ses Sonsuza dek susuyor bu kez Düşüp aldığım ilk yara Kalkarken tuttuğum ilk el Öncesi ve sonrası kapkara Ne düşler kaldı ne masumiyet Gömüldü seninle toprağa Bugün yaslanacağım omuz Dün var idik şimdi yokuz Bir ben kaldım geriye Çok farklı olan senden Bir de izler var siluetinden Yanında götürdüğün hatıralar Kesik kesik, hep eksik Çalınmış mücevherimdi oysa Büyürken tutacağım ellerin Gülümseyişinse altın bilezik Ne kıymeti kaldı bende Edindiğim ilk arkadaşın Başkasının durduğu yerde İçimden dökülürken hıçkırık Sen olmalıydın ilk sırdaşım Söylesene senin için Yaşlı değil mi mezar taşı Kaç beden büyük, kaç beden fazla Hem nasıl çirkin ve soğuk Siyahı buluşturuyor beyazla Geçen yıllara tutup "Sensizlik" demek hafif tabir Kan emiyor bu his Ve her gece karabasan gibi Baş gösteriyor kabir Dumanı tütmeyen evler bile Ellerim kadar soğuk değildir Boş değil dolsun, dolu değil Sen yoksun Başı değil hasretin, sonu değil Elimde bir avuç toprağın Gözyaşımla suluyorum Dudaklarımda son bir nida İçimdeki, sana söylüyorum; Abla! |