-Suda açan çiçeğim, can suyum, içeceğim
Sana meyyal ayyaşın boynunu biçeceğim-


Vazgeçmemi isteme; bil ki, bu mümkün değil
Ellerimi bağlayıp götürseler asmaya
Vazgeçmemi isteme; bil ki, bu mümkün değil
Desinler ki ölürken, meftun idi yosmaya


Has bahçeler içinde havuzlarda yüzdürüp
İçinde ahularla sarayları sunsalar
Bir güzelin gönlünden ötekine gezdirip
İstemem başka güzel gülsuyuna bansalar


Altınları yığsalar önüme dağlar gibi
Deseler ki, bir kere bizim yöne bak, yeter
Canımı acıtsalar ateşte dağlar gibi
Dönmem senden beriye olsam Mecnun’dan beter


Aslı unutmak olmaz fıtrat dahi davacı
Olur iken bizlerden, yüzümüz kara olur
Dedirtmem yüreğime, duyguda bedavacı
Diyen gönül her zaman aşkta fukara olur


Vazgeçmem asla yârden çünkü onun dili şen
Vazgeçmem şu boynumu yatırıp da vursalar
Yârle baktığım her yer bana olur gül-ü şen
Vazgeçmem mahkemede müebbet de verseler


Sakın ha bana deme hadi canından vazgeç
Sakın ha fal tutarak yalanları okuma
De ki; zorluğa dayan yola çıkanı ez, geç
De ki; sığın Rabbine kapılma şer akıma


Derim ki; bu dünyada arayıp da bulurum
Var edilmiş ne varsa bizler için münasip
Bazen bu arayışta tamamen kaybolurum
Bilmem ki buluşmamız bir gün olur mu nasip?


Güneri Yıldız (Elazığ, 08.12.2011)


*Yosma: 1. Zarif, kıymetli. 2. Edalı, işveli. 3. Şen, güzel.

............................
Vazgeçme; assalar da boynundan yağlı iple
Vazgeçme; kainatı serseler de önüne
Aldırma el sözüne bilki herşey nasiple
Kavuşmak kısmet olur belki mahşer gününe......(Teşekkürler Nilüfer)