İçimdeki sular çekik
Kuşlarım göç halinde
Öyle bir yansıma ki
Evlerin çatısı yok
Düşünceler rutubet





Ou sevgilim
Senin yüreğin taş değil
Aynalı bir dünya
Görüyorsun her şey sırla kaplanmış
Dört mevsim Vivaldi çalmaz kaşlarımızda
Alev alır İskoç çayırında saçların
Bach kara kalemini çizerken
Yanalım
Kül olana kadar
Bir yağmur sonrası soyunup
Uyuyalım kollarımızda




Ay ışığı harap
Parçaladım gömleğini
Cam gözlü kediler seyre daldı tırnak izini
Kirli bir ampulün altında
Cebindeki kuş öldü
Hayalsiz
Kar suyu melodisine gergefli
Çıkar gözlerimi al
Onlardan bana hayır yok artık





Zaman sonbahar çengelli
Ihlamur kokusu
Sığınmanın tabutluğunda
Ay inler
Renksiz dönme dolapta
Düşerken göğün mavi gözünden
Kesiştim aynada
Ben hangi kapıdan geçip gideyim
Birilerinin gözüne bahar yağarken
Aforoz ettim kendimi cüzzamlı yıldızın ardına
Gelmişken hercai eylül




Masallarla büyüyen çocuklarız
Salıncağa bakar gibi
Sallandık dalgayla
Ve kanat çırptık yaramazlarla
Uyandık bir balıkçının sesiyle
İpini kesen uçurtmaları gördük
Gece örtüsüne bürünürken




Aysu