4
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2508
Okunma

üç yıl önce yazılmış , kayıp bir şiirdi.
insan yüreklere ithaf olunur.
Kızıl cehenneminde Ağustos’un
uzandı mahsen karanlığı gölgesine yeşil selvinin.
başağını yeni yitirmiş buğday sapları
kavrulmuş kızılında cehennemin .
inmiş belden aşağı pantolon
üstünde paralanmış,
alaca bir gömlek
su görmemiş saçlar, yumak yumak sakal
yılların artığı günbatmış yüzünde
yanmış derin çizgiler..
açtı azık torbasını yoksul sofrasına
kuru ekmek, katık belki var!
başında gökyüzü , ayaklarında toprak
vefa yitmiş yüreğinde, koyu fırtına sitem var.
yoktur arayanı soranı, ödenmemiş borcu
arkasından söveni, belalısı
gezdirir de gövdesi üstünde kırk yıllık başını
bilen yoktur:
var mıdır anası babası, sevdası?
karınca ezmeden, kuş kanadı incitmeden
tüketti takvimleri.
dost bilir selamı, iki çift laf edeni
dili var mı, konuşur mu, lisanı nedir?
hep dinler bir de çokça gülümser
kağıtdan kadırgalar yapar çocuklara
yükler gökmavi umutları
pupa yelken açılır, kutlu bir savaşa
kansız, kavgasız, kaygısız dünya düşler.
güz rüzgarları esmeye görsün
tükenir gülümsemesi.
zincirlere vurulur
kadırga yapan eller
saklanır,
kaçar çocuklardan köşe bucak
hükmü kalmaz paralanmış gömleğin
altında yeşil selvinin kızıl sıcakta Ağustos’da
oysa gece bile üşümezdi.
yine tabanlarına vuracak ıslak soğuk, üşüyecek,
ilikleri donacak.
bir çatı bulsa bile
buz kesecek
kavgasız savaşa kadırga hazırlayan elleri.
soğuk bedenine inat ısıtacak evsiz adamı
insan yüreği.
HRNOZMN
02.08.2009
5.0
100% (4)