47
Yorum
33
Beğeni
5,0
Puan
2824
Okunma

Lât bile olsan; Hakk’ın bastonu boynan, bir gün dolanır
Tüm yaptığın ifrazatların da, sana yeniden yutturulur
Kalırsın temizle-kir arası, yakaza
Elvanların, tek tekte kaybolur
cismin silinir
Yüreğin hışımla, kara bulutlarca boğulur
Bunalıp da kalırsın; tezatların yağmurda ki, sicimleri altında
Kendine has öz har’ın, yanışında tüm umutlar da kala-kalırsın
Zül içinde ki bedenin, dik çöküntüsündeyim
Enva-i duygular altında, kömürleşir durur zaman
Haram olan duygulardan
Çıkışta, zahit’lenmesini de bilmek istiyor gönül
Güğümüm de, içten kirlenmemeli
Kalbimden; sevgi de fışkırsın o an, aşkın şahlanan şuleleri
Kovdukça, ayakaltından kör nefsimi
Buyruğa boyun eğmeli hemen, yürek
Günahlarımı; bir bir teşher yerinde, sergilemektense
Ağızımdan, evratlar “Hu” adına dökülmeli
Sonra ortalar da, kabz içinde kalmakta var
Gönlün patikası temiz olduktan sonra
işe yaramaz o namertin şosesi
Hislerin ekseni, doğrusunca da düz olmalı
Erkânını kaybetmedikten sonra
Siyah taş
Hacerül esvet gibi, güzeldir o cüdâ
Her şeyden, cüda olabilmektir asıl olan
Bilinir tüm bunlar, eğer tek yolun yolcusuysa
Tüm âlemleri, onun için yarattı aslında Hüda
Varlığımın cüceliğine, sığmaz ama
O yüceden bir zerre de, beni de bir bulsa
Şekur içinde, dalgalanıpta durmalı insanlığım
Ruhun hası, Vedud’dur
Tüm benliğim, ona raksan olmalı
O na ait aşk şerbetini; sakiyemler sunmalı, gönlün hoşluğunda
Tüm kötülükler şikâr edilmeli, hak yoluna
Lütufları saçılmalı
Şebin giranları, bir bir de ruha dağılmalı
Cennetin; o misk-i anber kokuları altında yaşanır mutluluklar
Yelda gibi; görevin huzuruyla, vuslat sonsuza uzatılırsa…
(24.02.2012)AZAP…
SÖZLÜK:
lât: Kâbede peygamber efendimizin kırdığı namlı putlardan birinin adı
İfrazat: vücuttan çıkan kan, irin, ter ve bunun gibi şeyler
Yakaza: Uykuyla uyanıklık arası
Elvan: Renkler ( renk )
Tezat: karşltlık, tam zıtlık, ters taraf
Har: Ateş
Zül: Alçalma, düşkünlük
Enva: Tür, çeşitlilik
Zahit: Dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getiren (kimse)
Şule: Alev, yalım
Kaime: Buyruk, resmî kâğıt, ferman oyaka: sopa, kalın değnek
Meşher: Teşhir yeri
Evrat: Müslümanlarca okunan dualar ve Kur’an ayetleri.
Kabz: darlık, tutulmalık, göz önünde bulunmak
Patika: engebili yerlerden gelip geçenlerin ayak izleriyle oluşmuş, uçurum kenarı, dağ kenarı, dere kenarındaki yol
Erkân: yol yöntem
Hacerül esvet: Siyah taş
Şekur :Allah cc. isimlerinden, şükre layık olan
Cüda: ocaktan, yurttan, evden ayrı kalmak
Hüda: Allah
Vedud : Allah cc. isimlerinden, seven ve sevilen
Raksan : ( Osmanlıca ) Raks eden
Sakiyem: İçki sunan hanım kişi
Şikâr: Düşmandan ele geçirilmiş mal, ganimet+ avlanılmış av hayvan’ı
Giran: Sisli, bulanık
Yelda: Yılın en uzun gecesi
Şebi: Gece
DOST YÜREKLERDEN:
Dökülmek için önce bilmeli.
Kalpte hıfs edilip sevilmeli
Yaşantıyla işlenmeli.
Sonra gönülden gelip
Dilde billurlaşıp dökülmeli.
Sen sevdirmezsen sevemeyiz biz
Senin lütfuna talibiz
Bizi de lütfettiklerinden eyle
Sen isterse kalpte
Ne kir kalır, ne iz
Bizi de katıver kurtulanlar arasına
Affetmek Senin şanından
Ağzımızdan dökülen Evratlar hürmetine....İSMAİL SÜKLÜM...
Şahinlere özenmiş gözlerde öfkeleri gördüm,
gönüllerini esir almış kem duygular
Oysa; sevgi ve saygıdan beslenir kalp
çekilen nefeslerin de bir nihayeti var.
Anlamını bilmesen bile
İlahi Kelamı dinlemek,
huzurun şerbetinden kana kana içmek demek.
Nefis; bulandırmak ister
adına ömür denen o pınarı,
duru kalmayı başarabilenlere
sonuna kadar açılır Cennetin kapıları.
Hangi ezgi çalıyordu kelebeklerin dansında,
kor ateşler gizli değil mi
kömürün karasında!
Bir varmış bir yokmuşdan ibaret bütün hayat
hikayeleri, okumak istersen eğer
seni bekliyor selvi gölgesi.
Ellerini yanaklarına götür ve düşün bir kere!
Şanslısın, şanslı!
Bu dünyada hasret olan da çok ezan seslerine…YABAN BÖCEĞİ
5.0
100% (44)