0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1362
Okunma

Gitme, dur Ey Yolcu! Selam ver bâri!
Kaldır başını da halime bir bak!
Sor, neden çok üzgün Yorgun Süvari!
Düne dek ışırken gözlerde feri
Neden kara yazmış Kader Defteri
Neden hüzün kokar bu Gamlı Konak?"
Sor ki sayıp sana sayısız sebep
Teselli bulayım, dağılsın efkâr.
Yaram aynı yara, derdim aynı hep;
İhanet, nankörlük, bozulan nesep...
Hepsini yazmaya âciz mürekkep
Kolay mı gerçeği kalemden inkâr?
Kitabımız vardı mutenâ rafta!
Yol sarpa sardıkça açıp bakardık
Ne oldu da bize kaldık ârafta?
Neden tüm fikirler haçlı sarrafta?
Müslüman münkirle aynı tarafta
Doğruyu yanlışa ne zaman kardık?
"Kızıl Elma"mıza kurt nasıl girdi?
Nerede kaldı o şanlı Akıncı?
Halbu ki davamız, yolumuz birdi
Umutsuzluk kalbe lekeydi, kirdi
"Mürşit" hakikatti, "doğru fikir"di
Neden bizden olan bana yabancı?
Aynı kapta aşa lokma banardık
Atadan yadiğâr şanımız vardı.
Hakikati söyler, Hakk’ı anardık
Mazlumun âh’ıyla biz de yanardık
Kökleri âtide koca çınardık
Bizi biz olmaktan kimler çıkardı?
Sakın "kader" deme; iftira, yalan!
Tevekkül, gayrete, tedbire tabi!
Akrep yaklaşırken, tıslarken yılan
Sen, ben, o; biz idik, tepkisiz kalan,
İrtifa kaybeden... hergün alçalan...
O yüzden bak bugün üstte ecnebi!
Durdurmak ne mümkün hüzün selini
Kalbimde ok gibi hakikat bana.
Öyle özledim ki bir dost elini
Sayarak en başta "can" bedelini
Emanet alırken NAZLI GELiN’i
Verdiğim sözleri hatırlat bana!
Mecit Aktürk