0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
844
Okunma
Bütün masaları
dolu bir restoranda
otururken hissediyorum
iki satır arası boşluğa
sıkışan yalnızlığı.
Peçetemin altında
tabağımın hemen kenarında
fink atıyor yalnızlık.
Yeryüzünün
en uzun fay hattı
kalbimden geçerken
olası deprem gibi
bekliyorum
her an
girebilirsin şu beyaz
kapıdan içeri.
Açlık yanında aşk
ne anlamsız.
Fakat açlıktan çok
aşk acısını
ön planda tutar
insan.
Bu sırada garson
aperatifleri getirince
oyalanması için
oyuncak verilmiş
velet gibi seviniyor
ve
aşktan önce de
bir aperatif alsak
fena mı olurdu diyorum...