43
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
2509
Okunma

dudak izlerinin, sımsıcak yakışıyla
sarılınca, köze yürek
içlerden doğmuş, duyguların ateşi yağar
belki ben bir, elemim
belki de hüznü kovalar, durur ellerim
iç içebildiğince
ben aşkım, deyiveriyor
gök yüzünden yayılan, o tok yankılar
zevk içinde ki sevgilerse, görünmez olurlar
bir anda, burulurlar
tutkular bazen buruk, bazen de tatlıdır
ancak, öz iksirlerine damlarlar
uzatılan gönül edasının seli, his buluşunca akar
dayanılmaz o duygular, kalbi yakıp dağlasa bile
dağlar yıkılsa da üstüne, durulmaz ki
gönül ancak; bir çift göz süzüşünden, anlar
içine girince yürütte, görüver giz hislerini
bir anlık bahar
akışın; dondurucu soğun da, donar
o sımsıcak, anılar
birden bire, buz tutarlar
hiç de bulunmaz, görkemin dik şahikası
cüceliğince, içi boştur duyguların
şaşkın, ördekler gibi
emek ve güvenin bağları, gerekir
gözlenir, vefayla sabrın eklenmesi
dostluk köprüsünden, el el’e duyguların koşuşunda
tertemiz ruhlar yıkanırsa, kalbler berraktırlar
özden istenir
gönül gözesine inilmek için, bazen şans da gerekir
toz kondurulamıyan yol, cennete gidendir
öz’e kan ter içinde, çabalar döşenir
yürümekse, bir hünerdir
eğer ki gözden sel gibi, akmaz ise yaşlar
gönlün, kök hücrelerine
ruhu dolduran, kanlar boşalmaz ki
yanmadıkça
can hıraç bir yürek el açışta, Allah’a yalvarmadıkça
hislerin yumağı sarılıp, toplanmaz ki
gönül şerbeti de, tadına varamaz
yudum yudum yangın bir yürekle, dalmayınca hasrette
içemedikçe, bir bir özlemleri
aşk iksirine, vuslatın dirhemi bile bulaşmaz...
(12.02.2012) AZAP....
5.0
100% (46)