15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1331
Okunma

Bu kent oldu olası tüketiyor.
Salıp gecelerine o kuduz vahşeti,
Her birimizin hayatına dokunuyordu
Ki bu dediğim tam mecazi!..
”Sus!”
Susmuyoruz...
Kurallı cümlelerin bitişinde
Vuruyorduk aç nefesleri
Ve görgüsüz hevesleri.
”Kaç!”
Kaçıyoruz...
Bir bilenden sorsak ta
Bulsak şu korkunun şehrini!
Ah!...
Bu kent
Her birimizin
Yakasından yakalıyor
Ve o en pes en tiz yerlerinden
Arabesk sesler yankılanıyor;
Bu kentin gecelerinde.
Sisler içindeydiler
Kurtlar kuzuları parçalıyordu.
Bir feryat yükseliyordu ki...
Figan oluyordu;
Yürekler parçalayan!
Bıçak oluyordu;
Fakat kınından çıkmayan!
Her gece bir kuzu kanı akıyordu
Bu kentin oluğundan!..
“Dur!”
Duruyorduk zaten...
Kımıldayamıyorduk ki
Bu kentin daracık sokaklarından.
Yürüyecek olsak;
Her köşe aynı sonlara
Kıvrılmıyor muydu?!
Ne biçim bir yoldu
Sanki hiç bitmiyordu...
Bu kentin yüreği biz değil miydik!?
Yolları; feda ettiklerimiz değil miydi!?
Bu kentin sesi soluğu;
Yitirdiklerimizden yana kesilmedi mi!?
Bu kent oldu olası
İçimizde saklı.
”Git!”
Gidemeyiz...
Bulaşmış bir kere o kuduzluk!
Kuzuların kanı kanımıza karışmış.
"Bir köpek yavru kediye analık etmişte
İnsan, insan yavrusuna merhamet etmemiş!.."
İnsan!
Bu kent senin eserin.
Can!
Canan!
Şüphesiz
Ayrılacaksınız…
Ayıracak ellerinizi;
Bu kentin kıskanç öfkeleri!..
”Kus!”
Kusamıyoruz...
Bu bulantı o kuzu kanındandır.
Şimdi öfkeler tavındadır!
Masumiyet dediğin;
Bu kentin gece ağaçlarına asılandır!
Aşk dediğin;
Aynı kentin duvarlarında yazılı kalandır!
Umut dediğin;
Bu kentte bir adım öte varamayandır!
Düşlerimiz kirletilmiş!..
Tebessümlerimiz hep aynı yanakta kıvrılır.
Gözünü açan olurdu
O göz bir daha iflah olmazdı!
Bu kentin puslu sabahlarına varırken
Yada sisli gecelerine;
Doğanlar olur.
Aynı sabahlarından ve gecelerinden
Bir gaibe gidenlerde olur!
Burada sualler biter
Bambaşka sualler başlar o gaipte.
Bu kent bitmiyor!..
Köşelerinden dönüp
Aynı sokaklarına taşırken,
İçimizdeki sevinçlerimizi;
İmkansızlık kapanlarında
Yitirmiyor muyduk diri, diri!?
”Unut!”
Unutuyorduk...
Tüm iyi niyetlerimizi
Okunmamış kitaplar arasında kurutuyorduk!
O kitaplardan
Hep bir adım önde kaçıyorduk!
Bu kent en çokta kuyuya benziyordu
Aynı kuyudaydık
Ama ayrı yalnızlıklar içinde!
O kuyuya elini uzatanın vay ki –vay haline.
”Madem öyle(!)
Savaş sende.”
Sevişilmiyordu ki zaten.
Yalan aşklarda
Bir tadımlık ziyan oluyordu bedenler!
O ziyanlığın bedelinden doğuyordu;
Yüreğe gölgeler.
Yalandı işte!!
Yalandı sevdalar.
Nefes almaya yetecek kadar
Çoğalıyordu umutlar!
Bu kenti sevenlerde oldu.
Sigarasını sıkıştırıp iki dudağının arasına
Bir kağıt üstüne çizenlerde...
Bu kenti;
Övende vardı sövende!..
AsabiŞirin
2oo..