5
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
961
Okunma
gecemin pürüzlü siyahında
mürekkepli bir hızma
her sallandığında karanlık
akıyor - akı
zihnimin dikişi atan yerlerinden
ne satirik bir özgeçmiş ağacı
aslında ne kadar haklı o yapraklar
kibirleriyle salınarak düşmekten
ağzı bozuk sözcüklerim
patavatsız rüyalarım
yosun tutmuş ağrılarım
çıplak gözle göremezsin yalnızlığımı
o yüzden
her seferinde
sen yoluna
ben yoluma
giderken
mutlaka yalnızlık yanı olsun istiyorum
düşündüğüm yer
ve en sevdiğim de
bir elimde ayaz
mola vermişiz
sıcacık bir ağlama için
bir ağıt armağanı gibi
hüznümde zor eriyen bir mevlit şekeri
dikensiz gül suyu kederime ikram
ne çok dua doluşmuş odama
ezmeden dilemeyelim kalbimden geçenleri
meğer ne çok sure birikmiş rıhtımımda
o yüzden bu kadar çok ayakkabı
cenaze kapılarının önlerinde
bir ağıt takası
çocukluğumdan şimdiye
sabaha her ayakkabı kendi kapısında
kendi ağıtlarını beklerken
Ayrılık kiri zor çıkıyor ruhumdan
belki rızasını alırsak bir kelebeğin
renkleri dökülmeden...
Oktay Coşar
5.0
100% (9)