6
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1805
Okunma

Hapishane de olmak için,
İllaki demir parmaklıklar ardında olmaya gerek yok
Ellerine kelepçe vurulması da neymiş
Ayaklarında prangaya da, gerek yok!
Kapılar üstüne kilitlense de, kilitlenmese de
Hiç bir önemi yoktur asma kilidin anahtarı, elinde olsa da,
Ağzının bantlanmasıyla susturulman da gerekmez,
Bazen evinin dört duvarıdır hapishane,
Bazen konuşsan dilin yanar, susunca için kanar ya
Bırakıp gitsen ardında kalanlar biçare...
Kalanlar viran olmasın, göz yaşı dökülmesin, aç kalmasın.
Ama sen kal ki,
Çorak iklimler gibi verimsiz ol!
Ne ot bitsin, ne bir çiçek açsın,
Ne bir kahkaha, ne dalında kuş ötsün.
Etin istemiş ne fayda...
Gönül hapishanesi, birinci koğuş!
Ve bir gardiyan düdüğü...
Yemek hala hazır değil mi..?
Niye bu pantolon ütülü değil?
Gönül hapishanesi, saçlar da ak, yüzler kırışmış
Yüreğinde kelebek kıpırtısı, yüzünde bir ışıltı.
Kuşlar öter uzak diyarda
Gökyüzü masmavi, beyaz bulutlar
Dallarında çiçekler açmış, badem ağaçları
Gelinler, gelinlik giymiş ağaçlar.
İki çift göz aklında, bir beyaz yelkenli
Mavi bir huzurla demir alıyor, o gözlerde.
Uzak diyarlara bir beyaz yelkenliyle..
Gönül hapishanesi, birinci koğuş!
Ve bir gardiyan düdüğü...
Hay senin yapacağın çaya da, sana da!
Ve yüzüne çarpılan bir kapı...
Meryem Tuna.. 11.12.2012
5.0
100% (5)