1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1040
Okunma

Ne denli hoş
Demli çaya eriyen şeker
Ne kadar loş
Karanlığa utangaç sönen mumlar , teker teker
Ne oranda sarhoş
Kaldırımda kıkırdayan, avanak çekirgeler
Cama tıklatıyor yağmur damlası , benzer ürkek kuşa
Gökten ayrılmışsa gürlemenin anlamı yok , belli ki razı susuşa
Sabırsızca bakıyor ; fotosentezin tuvalinden çıkacak son rütuşa
Çocukluk hayal gücüne güvenip , bırakıyor kendini karla kaplı yokuşa
Soğuğun diktasında , korkunun ortasında
Kan pompalıyor atardamar , yediği bıçağa inat ; sokak orta noktasında
Kopan parmaklarını gezdiriyor piyanist , İstanbul ’un semalarında
Ambulansı kullanıyor yönetici , trafikte yaratıyor türbülans
Adaletsizliğe dokuz doğuruyor bakir memleket , kovulmadan önce dokuzuncu köyden
Yolsuzluğu hesaplayamıyor istatistik ; yetmiyor varyans
O kadar tanıdık ki kelepçe takılıyor misal-i alyans
Sevmek güzel reçel- i incir
Oysa sadakat , zayıf halka-i zincir
Özünden ediyor insanoğlu kimi zaman tehcir
5.0
100% (1)