17
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
2131
Okunma

...
ellerin, eldivenlerimdi yedi renk
ve atkım gözlerin
saçlarım üşüyor baba, beyaz bereydi parmakların
ne yağmurlar diniyor ne de kar
aynı İstanbul yine aralık
ve serin
nicedir su alıyor küçücük kırmızı rugan papuçlarım
hep üşürdüm bilirsin
fakat bu b/aşka üşümek...
...
Fecrinden nasiplendi tuvalim gecenin
Yüzünden düşürecektim belki gümüş kırağıları
Gözlerinden zeytin ağaçlarını,
Yakamoz gözlü çocuklar büyütecektim
Kar beyazı tuvalde
Biliyor musun baba ben hiç denizi maviye boyamadım
Kimse söylemedi doğuştan renk körü olduğumu
Griydi gökyüzü, ve bulutlu
Çelimsiz bir rüzgardım hep, yağmurdum ten kokulu
Kaç rengi vardır baba ebemkuşağının
Neden bu kara sürme gözlerimde hangi suçun ve cezanın
Gittiğin yıl ve daha sonra,
Yalancı bir noel baba devraldı krallığını,
O sevdiğin ıhlamur ağacının dibine,
Çuvallar dolusu yaşanmamışlık bıraktı
Ve İstanbul’da her mevsim kardı
/Gülüşlerim yedi kamburlu devin zafer çığlıklarında
Gülüşlerim çocuk sesimde buğulandı/
Sonra bir adamı sevdim baba
İsiminin beşinci harfi kadar benziyordunuz
Ve bir yaş küçüktü benden,
Yandığımca doğuyordu küllerimden
Ruhuna dolanıyordum
Sahte meleğin
Nerden bilirdim saçlarımda dolaşan y/el
Emanet bahardı
Usuma düşünce adı
Tüm sızılar kaskatı kesiliyordu dudağımda
Adım oyunbaz düşlerin oyuncağıydı
Yıkılır bir gün kentler, su yürür, ay söner iner yıldızlar
Akibeti şüpheli aşklar da saklanır derinlerde
Gün gelir cellatların da boynu vurulur
O vakit maviye boyanır acılar
Yalnızlık aşkla buluşur...
de_soulmate