0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1096
Okunma
yazdıkça kısırlaşan kalemin ihanetine omuz veriyor gece
taşıyıp alacakaranlığı edebî pencereye
aşkolsun dedirtiyor vuslatçılar lügatine
sığmıyor fikrimin detaylarına dört mevsim
sevdanın önsözüne çalınmış sol avuçlarda sızı var
um/arsızı çağrıyor yağmursuz bulutlardaki inat
sarı yaprağın ayaz çilesini çekiyor eli böğründe kış
kayıtsız dizelerin şair kaygısında sessiz bir infilâk
hayalin gece gözlerini öpüyor kalem/siz umudu suya yazarak
varlığını hissetmek ;
godot d/an arta kalan geleceği beklemek değildi yâr
benim gün/düz g/ezmeye meyilli sağlıklı düşlerim var
aklımda tutuyorum gelip geçenleri sana benzeyenleri
cebimden çıkarıp ellerimi oynatabiliyorum üstelik
hatta/şol gece’yi kandırdım vermeden bir metelik
vuslatın kalemiyle barışıp derince sohbetlendik
gözlerinin kıyısına değen hüzün ışıkları ılık ve kuruydu
kirpiğine asılmıştı şimal serin tozlarıyla
hıçkırığımın parmak uçlarına biriken nemi sürdüm sonbaharına
uzun bir yol oldu saçları
hazırdı;
iç göçümüze kanat vuracak martı...