18
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1631
Okunma

biliyorum,
yıllarca billur ağızlardan çaldığım
eski bir su masalının
gizli sularında bekliyor beni,
yağmur meleği....
birbirinin içinde üşüyen,
birbirinin ıssızlığına kapatılmış
dayanılmaz aşkların mühründen,
bir pişmanlığın gürültüsünü
çizerek geçiyor ansızın melekler..
zamanın yeni bahçesinde,
tenimin kıvılcımlarına dökülüyor teni,
hayatların
o kimseye yetmeyen karanfilinden...
ölümü hatmederek açılıyor
bir nefeslik rüyalarımın kapıları,
çünkü aşka değerek geçiliyor
ruhun uzlet gecesinden..
tenden ve candan akıp gidiyor
ruhumun aşk sayfaları..
bir vebalin sonunda
sesimin hayalini topluyorum,
ateşimi cezbiyle soğutan kadının
hasret burcundan..
ve bütün rüyalarımı söndürüyorum,
orman gözlü kızıl bir kadın havalanıyor
kendi toprağımın zehirli kilinden,
kırılan bir kalple
bütün yalanların birden söylendiği,
rüyalarımın gizli bahçesinde
herşey akıp gidiyor rüzgara kapılmış küller gibi.
ve herkes kendi kıyametini yaşıyor içinde
daha hayallerin ilk durağında,
tenin hazlarına bölünüyorum
mühletim bitiyor,
kaderimin her bölgesini
başka tende yaşıyorum,
tılsımların muskaların altında..
sonunda;
kendi resmiyle süslü bir ölünün ırmakları yanıyor,
aşk öncesi
şehirlerin cürmünden...
aşk sonrası;
işte orası meçhul!!...
5.0
96% (24)
4.0
4% (1)