2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1369
Okunma
Bin dokuz yüz doksan iki senesi,
Son ayının ondördüncü günüydü.
Ağlamaktan bir bebeğin çenesi
Yorulmuştu, etrafına düğündü.
Hayatın sırrını çözmüşüm gibi,
Hüzünlenip ağlıyordum halime.
Beşikten görünmüş mezarın dibi,
Sanki ağıt yakıyordum ölüme.
Şimdi bildim, sevinç gözyaşlarıdır
Yanaklarımdan bir bir süzülenler.
Çürümüş kemikler ve naaşlardır,
Toprakta yeniden filizlenenler.
08/12/11
5.0
100% (5)