17
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1967
Okunma

Bir saat duvarda donmuş zamanda
Bir çatlak, eskimiş tozlu sıvada
Tavanın köşesi küften simsiyah
Ayrılmış ahşaptan kapı arası
Gün vurmuş loşluğa huzme süzerken
Ve aklımın bir kenar iskemlesinde
Oturmuş bir ihtiyar bir de çocuk var
Bir anı bin yılla eskimiş sanki
Donuk, mat, sessiz biçimde
Gel desem gelmiyor
Ve hareketsiz
Kirlenmiş camların ardından bakan
Bir güvercin kirli beyaz rengiyle
Oturmuş pervaza
Gagası boş
Midesine bir şey inmemiş belli
Ne der içinden acaba bana
Anlasam, dinleyip, çözsem derdini
Kuşdili ile…
Akreple yelkovan artık firarda
Bir saat; ki evvelden sona kurulmuş
Ha vurdu, ha vuracak ve ”gel” diyecek
Ve işte o an yer-gök susacak
Ve işte o an zaman duracak...
Güneri Yıldız (Elazığ, 02.12.2011)
5.0
100% (19)