1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1657
Okunma

Oyuncaklarımız vardı iplikten ve tahtadan
Evlerimiz vardı taştan kerpiçten ve ağaçtan
Sıcaklığı vardı insanın uzaktan ve yakından
Nağmeleri dinliyorduk iştiyakla kulaktan
Ne bahçeli evleri bıraktılar ne köylerimi
Bir garip yolcu gibi döverim dizlerimi
Geçmişi sildiler kaybettim atamın izlerini
Şimdi bir darbı mesel, izlerim filmlerini
Neden hep böyle bahçeli evlerimiz yıkılıyor
İnsanlar mahpus olmuş, dairelere tıkılıyor
Saltanatlar yerinde, yine de herkes sıkılıyor
Mezara sığacaklar! Bu gün dünyaya sığmıyor
Rüzgârlar eserken ağaçların hışıltıları vardı
Kelebekler uçarken çiçeklerde parıltıları vardı
İnsanlarımız şendi gözlerinde ışıltıları vardı
Çocuklarımızda coşku sanki her gün bahardı
Artık ne bağlarımız kaldı, ne bahçelerimiz var
Tanrılaşmış insanlar, ölümsüz eserlerimiz var
Herkes kendine buyruk isyan eden çocuklarız var
Kıyamete yolculuk, duyulmayan feryatlarımız var
Mustafa CEYHUN