6
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1220
Okunma

Hiç konuşamıyorum, yanındayken dilim lâl?
Dut yemiş bülbül gibi oldum gülme ne olur!
Dudağıma sevdanla, ya zehir sür, ya da bal
Soğuk ,,veda’’ bûsenle, sakın silme ne olur!
Denizi dinle, göğü dinle, dağları dinle
Sana olan aşkıma, şâhid olmuş dilleri
Firak ney gibi çalsın beni ama sen inle
Ağlatalım beraber sabah gülen gülleri
Bülbülleri uçurun, yârimin gülzârından
Şu gönlüm şakıyacak, âh u figân ederek
Mecnun’u da çıkarın yattığı mezarından
Ustasının elini öpsün peymân ederek
Aşktır beni ağlatan, aşktır gönlü çağlatan
Şaraplar içtim ama böyle sarhoş olmadım
Sensin beni çağlatan, sensin gözü ağlatan
İnan ki hayatımda böyle berduş olmadım
Gurbet çölünde gezip duran garib dervişim
Vuslat vahana geldim bir avuç su ver Leylâ
Aştığım dağlardan da sana çiçek dermişim
Gözyaşlarım damladı her yaprağa, her dala
Mevlâ bezm-i elestte, kıymış nikâhımızı
Kalbimin evet sözü, cehren kâlu belâdır
Vuslatımız sevapken firâk da günâhımız
,,Aşkın şeriatine’’, isyan yakışmaz kula
Soner ÇAĞATAY (19:28) 3 Aralık 2011 / İstanbul
5.0
100% (7)