1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2110
Okunma

-I-
kan kızılı ay...
ve bak
kendi kurt adam hikayemde,
boynumu parçalıyorum hasrete sinmiş kokunla.
yüzüm ve hüznüm
değdikçe yalnızlığının kanatlarına
çırpınan ruhum daha bir yaklaşıyor
zaman denen o tuzağa...
-II-
saklı hazinelerin krokisini yitirmiş bir seyyah gibi
aranıyorum bana bıraktığın bu keşmekeş içinde.
ne olurdu tanyelinden vazgeçseydi bugün güneş!
ve yakıp kurutsaydı aramızdaki mesafeleri...
iblisin kanımda soğuyan nefesi
kevni bir yolculukla sonlansaydı,
fitne-fücurdan kanat açsaydık o en güzel olana...
-III-
kendi kasidesinde büyüğüne sövmez ya divan sahibi,
kırılan kanatlarımı şimdi al taç yap yokluğumun başına.
tek bir sözüm bile yok ardınsıra
gidildikçe başkalaşan
ve sonunu bir hiçe bağladığın bu yolda.
-IV-
avludan geliyor o sesler...
belki bin güvercinin kanat sesleri...
benimkileri kırdığın o gün sustu kalbim.
avludan geliyor o uğultu
ve az sonra boyunu aşacak sabah.
ardınsıra,
yüzüm ve hüznüm
kaç arşın bilemedim.
bıraktım dilimi sana adadığım aşkın ağzında.
sustum
ve sen de sustur artık hasretlerini!
al ve göm beni
som aşktan bir şiirin yamacına.
bir hikayesi olmaz her yokoluşun illahaki;
kalbindeki saltanatım son buldu,
lahitimdir artık yokluğun
vesselam!
aralık bir-ekMek aRası şaRapNeL-iLker...
5.0
100% (4)