2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
3318
Okunma

en çok acıttığın yeri mühürledim!
kimse giremiyor..
biraz ,
müze havası var kalbimde
ziyaretler geçici,
bir bakıp çıkıyorlar...
uyku hapları,
sanrılar,
halüsinasyonlar,
alkolle parçalanmış düşler,düşlere sarılmış şişeler
cinnetime dekor oluyor her gece
bugün günlerden salı değil mi?
hoşgeldiniz de,
tanımıyorum ki seni!
sahi siz,
kimsiniz?
gerçeğin bittiği yer,
dudaklarındı oysa....
cennetten bir dudak payı !
gidecektin,
ben bahsi kaybetmiş
iyi olmaya söz verdiğim tüm sevdiklerime,
tonla para ödemiştim!
her gidene el sallamaktan mı?
bilmiyorum ama
içim acımıyor değil hani!
otogar gibiyim......
ve anons!
üçüncü perondaki aşk,
gidiyor başka bir kalbe....
beni hayat yormadı,
kaybettiklerimden başım döndü!
kime dokunsam kayboluyor,
dört duvar arası kimliksiz sancılarımın
başrolünü kimseye kaptırmıyorum!
ıskalamaktan yorulan
aciz bedenime
tokat gibi çarpıyor..
göremiyorum renkleri...
kör oldum artık;
kusura bakamıyorum!
meğer
gökkuşağı siyah beyazmış !
ona rengini veren,
seninle ıslandığımız yağmurlarmış...
kal demiştim sevgilim..
sadece gitme kal!
hoşça’kal değil..
şimdi,
kapım çalındığında
koşarak gidiyorum açmaya ben hala..
bir ümit?
aynı hüsran her defasında,
aynı sahne!
yine kimse yok...
sokaktan geçen çocuklar
veya dilenciler
kapı ziline basıp kayboluyorlar...
bu benim kaderim...
herkes çalıyor da,
bir tek;
aşk kapımı çalmıyor!
ÖDÇ
5.0
100% (2)