2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1587
Okunma

Yılların yükünü taşıyan bedenim,
Alabildiğine yorgun…
Yenilip yıkılmış bir güreşçi...
Dizleri üzerinde;
Suskun...Dalgın...
Ve belki de
Fırtına öncesi sessizlik;
Patlamak üzere olan bir bomba…
Ve birden
Beklenen o içli inleyiş...
Haykırış…
Gecenin karanlığını delmekte
Yükselirken göklere çığlığım
Yıldızlar kırılıp dökülmekte
Kırılıp dökülen her parça
Ayrı bir ayna…
Bir gölge zıplıyor şimdi
Yansımalarda.
Ötelerde dolaşan,
Benden bile kaçan
Bir görünüp bir kaybolan
Kahkahaları çınlayan
Bir gölge…
Ötelerde…
Hani bir taş atılınca suya
Sular kaçışır dört bir yana
Dalga dalga; halka halka…
Ve halkalanmış dalgalara,
Işıklar binip kaçmakta
Ya ben,
Ben nasıl kaçabilirim ki?
Nasıl binerim dalgalara
Nasıl gidebilirim,
Benden Ötelere…
Mesela…
Gözlerimi kapasam olur mu?
Kaybolur mu benden ötesi,
Ya da ben
Kaybolur muyum;
Yoksa yeni yeni kabuslarda
Kan ter içinde
Boğulur muyum?
Bilmiyorum,
Düşünemiyorum…
Gözümü açınca bir gölge
Kapatınca kabuslar…
Belki de,
Kurtulmak için kabuslardan
Ya ben gitmeliyim benden ötelere
Ya benden ötesi gelmeli bana
Ya da sen beni
Almalısın kollarına.
Sıcak ellerin okşamalı saçlarımı
Ve en başa gidip durmalı zaman…
Fırtına kopmadan, bomba patlamadan
Yıldızlar kırılıp dökülmeden durmalı
Ben, henüz ötelerde kaybolmadan
Daha öteden bir ses “Geri dön” demeli ,
Durmadan…
Ve dağılınca kara bulut gibi kabuslar
Gülen yüzünle
Sen parlamalısın güneş gibi
Sisler arasından...
5.0
100% (3)