3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1073
Okunma
Kuyu tamircileri el yazılarıyla kapatıyorlar çatlakları
Kuyuların içinde puslu elleriyle örtüyorlar pişman delikleri
Kuyularda birikmiş sıkıntıların isini alıyorlar o tamirciler işte
Boşlukların tıkanmış yerlerini açıyorlar bozguna uğramış siyahlarla
Ne çok unutulmuş nedenler birikmiş bu kuyularda
Neden demişiz o kadar çok zaman boş yere
Neden demişiz sonu gelmeden atmışız sabırsızca kuyulara
Diri diri savurmuşuz korkakça , gölgelerimizi de alet ederek
Ar damarlar çatlamışsa bu günahsız kuyuların
Çatlayana değil çatlatana sormalı solgun veballeri
Ne olur ki bu saatlerden sonra sevsek avuntularımızı
Ne olur ki körleşene kadar baksak pişmanlıklarımıza
Ne kamaşabilir ki artık bu mevsimlerden sonra
Bu kuyular kirpiklerine kadar böylesine balçık doluyken
Daha ne yapsın o geçmişten gelen kuyu tamircileri
Sağımda bir kuyu
Solumda bir kuyu
Her kuyu bir kuyusuzluk aslında işte
Ne umuyorum ki bunca kuyusuzluğumda
Bu kadar nazlıyken
Omzundan uçmaya hazırlanan
Umacak medetlerim
- Sıkıntılı bir kuş yoktur de bana…
Yine de yine de bir kuyu işte çığlıklarımı tek kabul eden
Hem severim hem söverim hem söylenirim
dilimin kemiği yok ki kuytulaşmış içimden konuşmayayım
peki peki sadede gelelim
içimden geçen şudur :
trenin ipini çekip durdurmak
yine de ve yeniden bir kuyuya koşmak ansızın
koşarken ne toplarsam derinlerden artık yanıma
bir yandan ne kadar bıkkınlığım varsa tepelerde bırakıp
sağlam bir kaç kahkaham da cebimde, aldırmazlıklarımın yanında
bin bir kılıklı kuyularıma çırılçıplak ağlayarak
en katıksız terimle
arınana kadar dibim
arınana kadar dibim
arınana kadar dibim
dibim çıkasıca…
Oktay Coşar
5.0
100% (9)