3
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1128
Okunma

Üzerime gelen duvarları
k’aralamak istiyorum
en geriye doğru.
badana altlarına sıkışmış
bir hücremi bulurlarsa
söyle onlara;
şafak sayarken sürgünü başa saranların
boğazına geçecek bir gün
bu tırnaklarım. . .
En nefessiz kaldığım anda
avcının tetik çekişini beklemeyecek kadar
gururlu bir hayvandı ,
aşkla soluklanan karanlık köşelere atılmış kalbim.
Ve nefes alabilmek için
kendi boynunu ısıracak kadar da
onurluydu adımları insanlardan. . .
Ama kimseye yaranamazdı yine de
üç beş adım sonra.
Ölmek bile anlatamaz ya bazen can çekişini,
işte öylesi lanet bir hayat ördüler başımıza.
Şimdi kutlamalar,
cafcaflı mekanlarda havaya savrulan alkışlarda
kalbinin tekrar atmasını bekliyorsun ihtiyarca.
Hani rengarenk mumlar yakıp
titreyerek üzerinden atlardın ya,
işte o heyecanına göm beni çocukça.
Ölümüm can çekişimi aydınlatsın yanışımda.
Durma,
ciğerlerine geçir dumanımı son defa,
boşa harcama!..
Gülşen Mavi
5.0
100% (5)