0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
938
Okunma
Hoca dedi ki “Siz! koro’nun konseri için...
Dört kişi olarak, tüm elçilikleri gezin,
Davetiye dağıtın - verin...paralı satın!
Kıbrıs Türkleri için paraya para katın”
Biz de dolaştık durduk...konsolosluk – elçilik...
Halâ hatırlarım...Avni Anıl’a da gittik..
Cağaloğlu’nda bir konsolosluğa gidildi...
Şimdi yolu “İslâm” da...Cumhuriyeti gibi...
“-Davetiye satıyoruz...eh! ne verirseniz...
Bir yetkili görsek? ..kim acaba...siz misiniz?
“-Bekleyin’” dediler...saatlerce beklettiler...
Nihayet patladık da.. “-ha! unuttuk” dediler...
“-Şu odaya girin orada söyleyin...her n’ey! ”
3 kişi...2’si memur da...1’i amir bey? ..
Ama adam bilmiyor ki Türkçe...eh...Adnan var! ! !
Konuşurum sandı da Fransızca...yani Allah var!
Öhö öhööö deyip konuştu...dedi ki “-mösyööö! ”
Sonra yine...”-mösyööö...mösyööö” ve de öhö! öhö!
Ama arkası yok! Adnan’dan çıkmıyor hiç ses!
“-Bana söyleyin” dedi yan masadaki teres!
Oh! o adam “-çat – pat bilirim ben Türkçe” dedi...
Adnan bir soluk aldı.geniş...ve de ekledi...
“-Var biz Üniversite Korosundan gelmek...
Var davetiye satmak...çünkü var Konser vermek”
Adam dedi “-yok! almıyoruz...çıkın dışarı! ..”
İşaret etti bize el’le... biraz haşarı...
Çıktık...geberiyoruz Adnan’a gülmekten yana...
Türkoloji okuyor! ..gülme hadi Adnan’a...
“-Bu ne hâl böyle? bu ne böyle Tarzanca? ..
Adam iyi ki anladı...ama...ama anca! ”
“-İyi de bilmiyordu iyi Türkçe...gördünüz! ”
Ayıp oluyor ama...gülmekten de öldünüz! ”
.....
Ne anı’lar var daha...o-hooo...neler neler var!
Ben durdukca onlar da bende hep duracaklar!
28.06.2005/14.00